1. geçenlerde okuduğum bir yazıda, nature dergisinin dünyadaki toplam ağaç sayısını hesapladığı ve bu sayının 3,04 trilyon ağaç olduğu yazılıydı. projeyi okuyunca aklıma ilk bu haber geldi.
    şimdi arayıp buldum da haber burda: kaynak: gaiadergi

    bu durumda gezegende, kişi sayısı başına 422 ağaç düşüyormuş.

    (aklıma geldi de bu beton sevdalıları cidden senin benim hakkımızı gasp edip duruyor. Türkiye'de durum nedir sayı kaçtır ve kişi başına kaç düşer bilemem aa gittikçe azaldığı kesin)

    bir yandan her yer betonlaşırken, ağaç 3-5 ağaç dikip dünyayı kurtaracağız diye düşünmek biraz betonlar içinde sıkışmış metropol insanı hayali bu durumda... ancak küçük de olsa bir fark yaratabilmek önemli, kimse olmasa insanın kendisi için..

    98de daha 9 yaşındayken tegv 'in hatıra ormanı projesinde bir oraya bir buraya koştururarak kaç fidan diktim, kaç fidan için yardım ettim hatırlamıyorum. o zaman hep bir gün o ağaçların büyüyeceğini ve benim gidip altında kitap okuyacağımı hayal ederdim, fazla romantiktim.

    sakarya üniversitesi esentepe kampüsü sınırlarındaydı hatıra ormanı için ayrılan alan, sadece bunu hatırlıyorum. bir de göl manzarasını. yerini belli eden başka hiçbir şey hatırlamıyorum. geçen yıl üniversite ile bir sürü yazışmalar yaparak yerini öğrenmek istedim. yerinin belli olduğunu, ağaçlar büyük ve sık aralıklı olduğu için "küçük bir orman" olduğu için girmenin yasak olduğunu öğrendim. gidip görmek istediğimdeyse bir görevli uzaktan gösterdi alanı eliyle havada daireler çize çize, gerçekten içeri ilerlemek zordu...

    hiç düşünememiştim o kadar zamanda bir fidan ne kadar büyür diye, hala bile-uzaktan da olsa gördüğüm halde- tam kestiremiyorum ne kadar büyümüş.... ama orda bir orman vardı gerçekten de. bir an beni geçiştiriyorlar mı uyduruyorlar mı diye düşündüm ama göl manzarası işte aynıydı...

    gidemedim yanına, altında kitap okuyamadım en romantik halimle, ama gördüm, minik fidanım büyümüş ağaç olmuş, ordan oraya koşturduğumuz boş alansa ormana dönmüş... bunu görmek bile kocaman bir mutluluktu!

    imkan olsa da yine gitsek öyle kazmalar kürekler ellerde, çamura bata çıka diksek fidanlarımızı... ama böylesi kolaysa, böylesi olsun! ama olsun! beton istanbulun oksijenini karşılayacak bir orman oluşturamayız ama minik bir korumuz olur bizim de,hadi olmasın be... bahçe olsun. ama o da olsun:)

    birle başlarız bine gideriz...olamaz mı olabilir... kocaman mutluluklar bizim olsun!

    **
    net bir sayı veremiyorum. elimden geldiğince yardımcı olacağım gerek organizasyonda gerek fidan bağışında. kumbaramı dökerek işe başlıyorum.
    vira bismillah!

    ** yüreği güzel insanlar, onlar iyi ki varlar!
  2. katkımı yaptım şimdilik. evde etraftaki bozuk paraları falan topladım kumbarayı da boşaltacağım birkaç fidan da oradan düşer belki diyorum ^:birikim hesabı:)^

    güzel işlere kalkıştık. allah utandırmasın. ama güzel gidiyoruz. beyaz gargamel yazmış en son 922 fidan diye yarılamışız sayılır.

    olacak olacak...

    **
    geziden dilimize yerleşen deyiş buraya da ne güzel uyuyor değil mi:
    mesele sadece ağaçlar değil şimdi anlıyor musun canım kardeşim
  3. ve moriarty'nin kumbarasından 4 fidan daha düşer!

    5 kuruş 10 kuruşlarımı bir minibüsçüye bakkala falan bütünletip geliyorum.

    sevgiler.
  4. ayın 15ine kadar vakit varsa 5 fidan daha benden.

    ayrıca daha önce dediğim +4 fidanı da hala göndermediğimi fark ettim. ayıp ettim biliyorum. onu halledeyim hemen.

    söz verdiğim 4 şimdi, 5 fidan daha 15 ağustosta ^:(maaş canım benim)^

    *
    ekleme: 4 fidan tamam.