1. ne yapacağımı bilmiyorum. uzakken yakın, yakınken nasıl uzak olabilir iki insan. anlamıyorum. ben dümdüz, açık, dolambaçsız bir insanken, nasıl tam tersi insanları buluyorum hiç anlamıyorum.

    bir gün bulutların üstünde bir gün yerlerde sürünüyorum. ve ne tepki verebiliyorum, ne de bir ses.
  2. bitmişti, en çirkin en seviyesiz şekilde bitmişti. içimi bile dökemedim, bana onu bile çok gördü. 18 haziranda yazmışım, bitmeyen işkencem bir aydan fazla sürmüş. üzerimden tır geçmiş gibi, kendimi yorgun ve tükenmiş hissediyorum. bu da geçer elbet ama bazen her deneyimin sonu böyle mi olacak diye de merak etmiyor değilim.
  3. birine sarılmayı özledim. arkadaşa, aileye değil. belli bir insana da değil. aşkla birine sarılmayı özledim. nalet olsun.
  4. sanırım hayatla ilgili bilinçaltı duruşum; oooo karışıklık alırım bir dal. zira ne zaman derdim olmasa kendimi boktan durumların içine düşürüyorum... daha önce aynısını yaşadığım ve sonrasında, kızım bak böyle çok karışıyor ve sonunda sen mutsuz oluyorsun dediğim, bir daha mı tövbe bulaşmam dediğim durumun aynısının içine soktum gene kendimi. tamam öncekinden aldığım dersler var. kafamı uzaklaştırıyorum, oturup telefonun başında beklemiyorum, kendimi çekiyorum ama kimi kandırıyorum ki? yine tam ortasına düştüm... yapmasaydım iyiydi ama işte tutamıyorum.
  5. çevremdeki insanların evlenmesinden çok sıkıldım. çok seviniyorum onlar adına ama hepsi aynı oluyor be kardeşim. çok yakınım değillerse hediyemi başkasıyla gönderiyorum, ve falanca bir seyahatle çakıştırıyorum. hem masraf hem sıkıcı. üzgünüm ama böyle düşünüyorum.