1. itirafim herkes için ve herkesedir. hiç birimiz farklı degiliz. içimizden çıkana diğer 7 milyar insan( en son 7 diyorlardı) gibi bok diyoruz. her güzel şeyi istiyoruz ve elde edince değer vermiyoruz ardında darmadağın oluyoruz. dertlerimizi bize özel zannediyor ve diger milyonlarcamizinda ayni dertten magdur olduğunu gormezden geliyoruz. ozel oldugumuzu düşünüyoruz. fakat genişliği hakkinda kimsenin tahminde dahi bulunamadigi bu evrende bir avuc bokun içindeki lanet birer mikroorganizma kadar bile değerli degiliz. neyse

    fıstık ezmesi tarifi: 200 gram tuzsuz ve bordo kabuklarindan ayıklanmış fıstığı mutfak robotunda parcalayip iki kasik bal bir kasik pekmez yarim kasik tereyagi bir tutam da tuz( kivam icin) ekleyip karistirin. dogal fistik ezmeniz hazir!

    bok ile bir besin tarifini ayni girdide yazdigim icin siz değersiz ve ozel olmayan yazarlarimizdan ozur dilerim. bak yine bok yazdim.
  2. uzun zaman önce bir dişiye tutulmuştum. evet tutulmuştum. tam karşılığı bu ve bu benim gibi aşk, sevgi, sadakat, güven gibi kavramları sadece zayıflık olarak gören ve neredeyse bunlara inanmayan biri için şaşılacak bir durumdu. inanmadigim bu duygulari bahsi gecen dişiyle olan ilişkim esnasında çok yoğun yaşadım. fakat bir süre sonra yine hakli çıktım . ilişkimiz bitti ve ben ilk defa biten bir ilişkimin ardindan sarsılmış, aşk filmlerinde ki sevdiğine kavuşamayan tiplerin evlerindeki saçı başı dağıttığı depresif ve melankolik hallerine dönmüştüm. 10 kilo kaybetmiştim. aşırı sigara kullanıyordum. berbat bir haldeydim ve bu durum zerre umurumda değildi. 10 senedir dostluğunu benimle paylaşan bir insanın genelde dayak içerikli çabalarindan sonra düzelmeye başlamış ardindanda çıktığım uzun gezi ve bu gezide bazı hayir islerinde bulunmamla birlikte reenkarnasyonumu tamamlamıştım.

    aylar, yıllar geçti.. hayatımı bok eden bu dişiyle yakın bir arkadaşımın çıkmaya başladıklarına dair şüphelerim oluşmaya başladı. zaman sonra bu suphelerim dogrulandi. işin bok yanı yakin arkadaşım olan şahıs, benim bu dişiyle olan ilişkimin mahiyetine ve bendeki etkilerine yakından şahit olmuştu. o vakitler benden destegini esirgemeyen, ayrıldığım zat-i fahişeyide yerden yere vurmaktan çekinmeyen arkadaşım simdi yüzüme gülüyor arkamdan ise deyim yerindeyse beni beceriyordu.

    bu dişi sayesinde hayatımda ilkleri yaşıyordum. fakat olan bana oluyordu. adam gelip benimle konuşsa belki sorun etmeyecektim. fakat benden esirgemediği iğrenç dostluk tebessümleri giderek sinirlerimi bozuyordu. ona göre çok uzun boyluydum, bilimuk güç sporlariyla bugune kadar ilgilendiğimi de var sayarsak olasi bir kavgada onu haklayacağım kesindi. bazen bu fikir agir bassa dahi hakikatta daha büyük, parmak ısırtacak cinsten bir şeyler yapmak istiyordum.

    önce yavaş yavaş arkadaşıma bu ilişkiden haberim olduğunu hissettirmeye başladım. laf aralarinda, vedalaşmalarda 'bana karşı daha şeffaf olabilirsin' temalı cümleler söylüyordum. istiyordum ki benim bunu bildiğimi ve problem etmediğimi zannetsinler. çünkü genelde çevremdeki insanlar benimle problemleri olsun istemezler. arkadaşım da ayni sekilde düşünüyordu. fakat bir süre sonra bunu kırdım. bundan aldıkları cesaretle iş arkadaslarimla sık gidip geldiğim bir mekanda oturmuşlardi. mekan araçti. benim gelmemi bekliyorlardi asil. bu sırada yapmacik muhabbetlerine devam ediyorlardı. arkadaşlarimla birlikte mekana girmistik ve oturacak bir yer gozumuze kestiriyorduk ki ben onları daha yeni görmüş gibi gülümsedim ardindan arkadaşlarıma ' siz oturun ben geliyorum' deyip onlara doğru yürüdüm. bende ki yapmacık gülümseme onlarda da vardi. selamımı verip oturmak için izin istedim. fuzuli bir kaç soru cevap tamlamasindan sonra. onlara ' çıkıyorsunuz. yanılmıyorum değilmi ?' diye sordum. onlari kutladığımı belirten birkaç cümleden sonra izin istedim ve ayaga kalktım. gitmek uzereyken ' unutmadan dostum aklinda bulunsun bayan x in kasıgında bir iz bulunur. hemen sol tarafında. dünyanın bin türlü hali var. olur da onu kaybedersen işine yarayabilir' dedim ağır ağır arkadaşlarımın yanına cekildim.
    evet bunu söyledim ve söylediğim adam görece muhafazakâr bir aileden gelen - benim gözlemlerime gore- bekaret, aldatilmak, sadakatsizlige ugramak, kandirilmak gibi şeyleri bayagi problem eden birisiydi.

    olaydan önce bu bir süredir planladigim ama zaman zaman yapmaktan çekindiğim bişeydi bu. arkadaşlarımın yanımda olması- ekseriyetinin erkek olmasi-, eski sevgilimin yeni sevgilisinin benden çekindiğini bilmem o an bunu yapmamda etkili olmuştu.

    bu yazı beni becerenleri nasıl becerdiğimin itirafıdır..

    aşk sevgi sadakat güven kolay istismar edilir şeylerdir. bunlari kime hissediyorsaniz hissedin birgün sizi istismar edecektir. belki siz hissetmeyeceksiniz.

    not : yuzlerini görmeliydiniz..

    selamlar. kolist.