1. dün yüksek lisans için şehir dışında günübirlik gelip gittiğim üniversitemde yemekhaneye giderken bulduğum 20 tl'yi aldım. sahibini on saniye aradım sadece. çok kalabalıktı oysa yollar da ama bana denk geldi. bulduğum parayı yemeyen biri olarak bir suriyeli'ye vermeyi planlamıştım ama şu an hala cebimde durması rahatsız ediyor. veremedim çünkü hala evdeyim. sırf bunun için bile çıkabilirim sanırım.
  2. insan yazmadıkça tükeniyormuş. yazmak, içinde karanlıkta kalmış kelimeleri elf gözlerle arayıp dışarı çıkarmak uğraşıymış. yazmadıkça karanlıklarda ne anlamlar yitip gitmekteymiş meğer. günü beginner seviyesindeki ingilizce dersindeki cümleler gibi “merhaba, nasılsın vb” gibi alelade cümlelerle konuşarak geçirmek seni de alelade biri yapmaya başlıyormuş. groundhog day filmini izledikten sonra her gün yeni birşey yapmak kararı almama rağmen yerimde saymaya devam ediyorum. hani filmlerde, sempozyumlarda, kimi kitaplarda her şeyi yapabilecek gücünüzün olduğunu gözünüze sokmaya çalışırlar, bir şişer gaza gelirsiniz. öyle benimkisi de. bir şeyleri yapabilirim inancını mücadele ile perçinlemem gerekirken aptal dünya rutinin dişlisi olmaya devam ediyorum. burası da benim gizli bahçem. özleyip özleyip geliyorum.
  3. kendimi ikna edemiyorum yaşadığıma. programlama dili ile yazılmış bir sanal karakter gibi hissediyorum.