1. hepsi devletin yüzünden...

    bundan tam 8 sene önce piyangoyu kazandım ben, büyük ikramiye. devlet, hiç param kalmadı diyerek yüklü bir miktar dokunulmazlıkla ödedi borcunu. ben de paraya çevirmek için satmaya başladım dokunulmazlıkları. insanların ihtiyacına göre satıyordum, dokunulmazlıkçı olmuştum artık. bir gün, işleri büyütüp, yeni dökülen betonlara, yeni çekilmiş sıvaya, hatta müzedeki eşyalara bile dokunulmazlık sattım. fikirlerim, fikirleri doğuracak ya işte, mağazalarda satılan koltuklara, kanepelere, sandalyelere oturulmazlık satmaya başladım. hatta riskli yapılara bile oturulmazlık satmaya başladım, inanılmazlık günlerdi.

    zengindim artık, istediğim şeye istediğim mazlığı satıyordum, tam bir mazlıkçı olmuştum. ülkenin gençlerine artık bu ülkede durulmazlık, ortaya rastgele yaz günü yağlı yemek yapılmazlık gibi. daha neler neler...

    ta ki, bir kadın çıkıp, bana, sen çok değiştin, artık seninle beraber olunulmazlık verene kadar. her şey birbirine girmişti, tüm mazlıklarım anlamsızlaşmıştı. hepsi değer kaybetmeye, kabul edilmemeye başladı. zamanla da bittiler ve benim tüm servetim eridi, iflas ettim ve bugünlere geldim. çok zengindim, çok. durduk yere kaybettim tüm her şeyimi.

    hepsi devletin yüzünden, paramı nakit verse, işte o zaman hiç kimse dokunamazdı bana.
    isk
  2. deneysel bankacılıktan aldığım ilham ile deneysel kankacılık olayına atılmak istiyorum. bir kobay olarak kullanmak istiyorum kişileri, ki kankacılık kullanılan bir şey olsa gerek. yani, arkadaşım, dostum, yoldaşım, kaderdâş, efkârdâş, hüzündâş ve ruhdâş gibi en güzel aidiyet belirtileri var iken, kankam nedir, isa musa aşkına. allah aşkına de bana kanka ne demek? ne idüğü belirsiz bu kelimeciği kim ses etmiş ise dilini eşek arısı soksun! kankam aşağı kankam yukarı, piston aşağılara gelesiniz. lâtife hanım bir yana; ciddiyete davet edelim kelâmı da, sahiden de kanka itici ve irrite edici bir hitap. istirham ederim aklı başında aidiyet mefhumları üzerine beraberlik bina edelim. kanka deniz kumuna benzer ve deniz kumu ile inşa olan göçer. kaya gibi sert ve dağ gibi ulu hitapları birbirimize reva görelim. bu arada itici ve irrite kelimeleri de çok cins.
  3. gerçekten saçma sapan şeyler okuyabileceğiniz güzel bir başlık. şu ana kadar yazılan tüm saçmalıkları okudum ve benim yazacağım yorumun baya baya mantıklı, eli ayağı düzgün bir yorum olduğunun farkına vararak yazmaktan vazgeçtim. aslında yazabilirdim ama benim gibi yazılan tüm yorumları okuyacak biri olursa , benim yorumumu okuyup bunun neresi saçma lan diye düşünebilir, başlıktan alacağı tat bozulabilir diye düşünerek yazmamaya karar verdim. evet bu yazmamış halim.
  4. çalıştığım kurum, doktora derslerime gitmeme izin vermiyor. yök'ü aradım, santral eğitim-öğretim'e pasladı, eğitim-öğretim gelen pası iyi değerlendirip "sizin şikayetiniz var anlaşılan sizi hukuk müşavirliğine yönlendirelim" dedi. hukuk müşavirliğini aradım bir kadın çıktı. durumu anlattım dedim böyle böyle, bekliyorum ki, "falanca yasaya göre gitmek hakkınız, şöyle bir dilekçe yazın gereken yapılacaktır" desinler. kadın ne cevap verdi bana?

    "ya burası şikayet birimi, burada davalar falan var istiyorsanız siz de şikayet edin tabii. bir de her yerde oluyor böyle şeyler. ben de burada sekreterim, ben de dişim ağrıyor diye izin istedim doktora gideceğim izin vermiyorlar. yerime birini bulup öyle gidebilirmişim!"

    oturduk dertleştik ablayla. güler misin ağlar mısın? :)
  5. bu yorumdan iki önceki yorumu okuyunca
    bu yorumdan bi önceki yoruma hak veriyor insan
  6. vücudumdaki benleri doğru varyasyonda birleştirirsem eğer; hayatın bana yüklediği misyon her ne ise şeklen ya da yazıyla ortaya çıkarabilirim kanaatindeyim. bir de oğlan kedim bayağı bayağı richard gere'e benziyor. hayranı olmasam da sanırım mama kabını yerde tutmaya devam ederek ayıp ediyorum kendisine.
  7. bugün doğum günüm. birazdan çıkıp yine her zamanki gibi pastami alıp kutlama yapacagim. gerci su an bi hosteldeyim belki bana eşlik eden olur.

    bilemiyorum altan bilemiyorum.
  8. facebookta kanayan gul fotosu paylasip herkesi etiketleyesim var. geliyor bazi bazi bu hissiyat.
  9. neden yanımızda olması gereken insanlar bize en uzak yerde oluyorlar?
  10. Öncelikle ben İnönü stadında yeni açık tribünden demir korkulukları tırmanıp kapalı tribüne geçmiş bir çocuktum bunun altını çizmek isterim. Hayır yeni açığa da çift turnikeden beleş giriyordum, bu kadar yüzsüzüm. Ulu manitu beni affetsin.
    Maç sırasında ben büyükleri izlerdim insan denen canlının kendisini bir şeye yüzde yüz odaklaması ne kadar ilginç olabilir, işte stad da ki abilerimiz bunu bana çok güzel gösterdi. Arkamda ki abi aynı takoz recep'e benziyor hakemin düdüğü ile beraber başladı ama abi işi biliyor önce ön sevişme tarzı ufak sitemler kör müsün? Allah cezanı versin vs. Sonra dakikalar ilerliyor ibre yukarı doğru hareketlenmeye başlıyor, ritim hızlanıyor, ulan adamın ağzında küfür evrim geçiriyor, anlaşılmaz bir hal alıyor, sonra elinde ki tesbih ve kaçak soktuğu çakmak bir anda yabancı madde oluyor, yalnız küfür konusunda çok bonkör herkese ediyor hiç adam ayırmıyor yani o sırada babası arasa ona da eder, orada bulunma amacı. Bir de alkolü çok fazla, baya fazla kaçıranlar var, onlar her şeyi kaçırıyor, çok güzel frikik golünü, son dakika golünü. Kaçırmayı hayat felsefesi yapmış netekim altına bile kaçırdı.