1. kupkuru bir güzün ardından gelen kış zemherisi ve sonrasında gelen cemreler ve daha sonrasında gelen güneş mevsimi döngüsü içinde yükleniyor zaman bizlere. biz dediğim de, ben, aklım, vicdanım ve kalbime. çoğul oluyorum onlarla, içimdeki ben büyüyor, uzuyor, çekişiyor ve yaslanıyor. ben gebe kalıyor, biz doğuruyor. mevsimler, başımın üzerinden geçen yaprak desenleri, kızıl bir hurma, sapsarı bir hüzün, alev renkli bir ölüm, kırmızı bir soluk, damarlar diri ve bazen de ölü. büyüyorum, aklım pişiyor, kalbim hâr bir ocakta, vicdanım batağa saplanmış cihân içinde ayrık otlar içindeki bataklık çiçeği.

    biz sahipsiz bir piç gibiyiz leydim, biz sahipsiz bir piç! sahibem olur musun diyeceğim de, piç olma sahipsizliği içindeyiz. aklımı adam edebilir misin, ya kalbime ket vurabilir misin, vicdanıma ninniler söyleyip uyuta bilir misin?

    kısa kesiyorum leydim? minimalist takılılyorum.
  2. kırmızı bir göğün seyri altında uzanan beyaz çizgili zift renkli yollar çıkmaza çıkmaz. çünkü devletin adamları talimat ve telkin tabelalarında olur. yönlerin çizili olan bir çizgi üzere yol alır, yoldan yolumuza hisse alır, çoğu zaman yolcu bazen hancı oluruz. yollu olduğumuzu da yazmış tarih, o da zihnimizin fi tarihi olsa gerek. bilinmeyen tarih olarak kayıtlara geçer de; derim ki, bu bildiğin sisli bir geçmiş fısıltısı. yum gözlerini fısıltıya, eski günahlarına kulak ver, eski cinayet tanıklığını bir daha yaşa, vicdan yap, dilersen gözyaşı dök. boşver anı yaşa, yaşanılacak bir şey bulamasan an için de: o zaman hayal kur. hayal kurmak geleceğin ummanına atılmış bir olta, hadi at oltanı virâ bismillah diyerek. ne çıkar ise artık bahtına kalmış, umman sana ne verir, orası zihninin oyun alanının enlik ile genişliğine kalmış. en aksi hayalleri kur, en huysuz, en arsız, en kopuk ve en deli hayalleri kur. korkma, hayalinin içinde kimse hızır diye sana yalvarmayacak, kimse acı çekmeyecek, kimse kim vurduya gitmeyecek. sen heves ettin, hızır denilen imdat bekçisinin kanına gir, cinayet işle, kanı kül ile ört, cesedi parçalara böl! ama etme, bu hayaller kötü bir ruhun değersiz bir ederine işaret. hayalinde bir çift gözün ışıldamasına vesile olmayacak isen bu ne biçim bir hayal, bu ne bok yeme güzel abicim.