-
bir saklambaçtı aşk
ebesi olduğum
sen onu seviyordun
ben seni seviyordum
çamlak çömlek patladı. -
misafirler bekliyorum kapımın bozuk ziliyle
asla yazılmayacak şarkılarla dilimde
kaygılar var içimde umutlarıma dair
boşa çıkacaklarını bilsem de bitmesinler diye -
günün temasına uygun bir şiir de benden:
ey reza yakalandın,
amerika'nın insafına kaldın.
çocuğunun psikolojisini bozdun,
rte'nin elinde büyük bir kozdun.
rte geceleri uyuyamaz oldu,
fuat avni konuşacak konu buldu.
bu halk yeniden umut buldu,
çünkü bharara seni tuttu.
merak etme adalet yerini bulacak,
peki nasıl mı olacak ?
bu halk seni bulacak,
senin .mına koyacak.
(bkz: 22 mart 2016 reza zarrab'ın amerika'da gözaltına alınması) -
yaşamak güzel şeydir, mutlu olduğun an.
yaşamak güzel şeydir, mutluluğu bulduğun an.
yakmak istersin bu dünyayı her şeyden mahsun, her şeyden yoksun.
yaşanır mı böyle dünyada; imkanlarım olsa, yaşarım bu dünyada güzel olsa..
sekiz-dokuz yaşlarında bir çocukken artık nasıl bir gözle bakmışsam dünyaya...
bu benim ilk şiirimdi. -
ben bir durağın yanı başında öylece
beklerken, hayat nasılda geçerdi zamansız.. -
bir insan nasıl sevilir, bilmiyorum. hiç öğrenemedim belki, bir filmde görmüştüm. papatya falına bakıp mutlu olan aşıklar, sarılıp gülümsüyordu. aşk buydu bes belli. ucu kırık düşleri ve bu yarım şiirleri bundandır sevmemin sebebi.
gadjo -
yeşilinden sıyrıldı artık tüm yapraklar
gün doğdu battı, battı doğdu gün
bir haftadır gazeteler istif oldu kapıda
çöp doldu taştı, atmaya hacetim yok
akşam ezanı okununca gel demiştim
yatsı okundu ama gelmedin hala
kırılan hayallerimin alçısı bile çıktı
kurudu, çekti artık astığım gömlekler
sallanan ayağını tamir ettim masanın
yumurta haşlarız belki, çatlağı benim olsun
sokak lambaları yanınca gel demiştim
şafak söktü, lamba söndü gelmedin hala
ekmek kuru, bulaşık yığın, sünger canından bezmiş
hangi kitabı alsam kendini esirgiyor
aynalarda şimdi ne sen varsın ne de ben
kapılar gıcırdadıkça şenlik var sanıyorum
aklın bende kalınca gel demiştim
bitti şiir, sustu ozan gelmedin hala -
ışık
sıcak bir gün bugün
benim kanımı,
senin çayını,
kim bilir kimin içini ısıtan
sıcak bir gün.
dalgalar geri dönerken,
bulamadıkları sahillerden,
bizim de onlardan pek bir farkımız yok,
kaçırdık bir şeyleri bak, sahiden.
bir balkonda oturmuş sokak lambasına bakarken,
başka kıyılara vurduğumuzu
geç de olsa anımsıyorum
sıcak günler,
dönen dalgalar,
yanlış kıyılar geçer gider,
hatta herkese yanan şu sokağın ışığı söner de,
ben seni karşıma alınca
tüm hikayeyi anlatacağımı,
hayal bohçasını dökeceğimi,
arada hızlanıp yutkunacağımı ama;
utanıp yine de kızarmayacağımı,
uzaklardan bir dalga sesi duyacağımı ve kendimi
körükleyeceğimi,
ah ya da köpükleyeceğimi
düşündükçe
ben seni karşıma nasıl alacağım? -
düşüncesizce
Düşüncelerin ortasında,
Yarı karanlıkta,
Nefes alıyordu bilinçsizce zaman,
Çaresiz bir yalnızlıkta.
İnsanların ortasında,
Yarı yabancılıkta,
Fikir topluyordu düşüncesizce insan,
Gereksiz bir merakta.
Düşlerin ortasında,
Yarı uykuda,
Yaratıcılığını konuşturuyordu izan,
Kimsesiz bir algıda.
Küslerin barıştığında,
Yarı dostlukta,
Yabancılığı tadıyordu bir adam,
En sevilenin dudaklarında. -
Ben Ankara'yım.
Sahillerim yok benim... Tuzlu meltemlerim
Martılarım, leyleklerim yok benim
Yakamozlarım, rum rakım yok
Balkan ezgilerim, sonbahar yapraklarım yok
Çamlarım var...
Bir soğuğum bir de insanlarım var.
Isınmam yılmasın sarılmaktan diye insanlar
Başka ağaç diktirmem üstüme
İki ömürlü benim ormanlarım
Türk rakım...
Çilingir sofralarım bir de gizli aşklarım...
"Mesut bahtiyar" çalar sokaklarım
Bir de gizli olmasındandır anasonlu sofralarım
diğer şeyler