• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.75)
yüzyıllık yalnızlık - gabriel garcia marquez
"yüzyıllık yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. yüzyıllık yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım, ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. yüzyıllık yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız."
(tanıtım bülteninden)


  1. büyüleyici ve gerçek! benim gibi düşünen var mı bilmiyorum ama okurken, kitabın kahramanı sülale sanki anadolu topraklarından, hatta benim sülalemden birileriydi. bu derece gerçekti yani ve gabo nasıl büyükannesinin anlattığı hikayelerden esinlenerek yazmışsa romanı, ben de biraz biraz babaannemin bana anlattığı keloğlanlı, "devkarılı" masalları anımsadım.
  2. defalarca okunabilecek, her okuyuşta tadı artan nadir kitaplardan biri
  3. bu kadar az yorumlanması beni şaşırttı.tek kelime efsane bir kitap.öğrencilerime tavsiye ettiğim nadir kitaplardan.
    yeni başlayacak olanlara bir tavsiye.mümkünse kitabın sonuna kadar soy ağacı şeklini yanınızda bulundurun.daha rahat edersiniz.zira kitabın yarısı "buendia".
  4. latin amerika yazarlarının bu topraklarda bunca beğenilmesinin sebeplerinden biri türkiye'nin tarihsel olarak oraya çok benzemesidir. diğeri marquez'dir.
    zaten kolombiya o bölgenin türkiye'ye en çok benzeyen yeridir.
    kitabın edebi yanının tartışılır bir tarafı yoktur.
    melciades'in kehaneti ile sondan gelirken yazarın anlatımı ile baştan sona doğru ilerleriz.
    alınlarında haç işaretli gençlerin devletçe öldürülmesi, işçi katliamlarının ardından olan biteni hatırlayan kimsenin bulunmaması ne kadar tanıdık geliyor değil mi?
    yüzyıllık yalnızlık sadece bir latin amerika edebiyatı eseri değildir.
    aynı zamanda bu orta kuşak ülkeler denilen siyasi cinayetlerin, katliamların, abd destekli darbelerin yaşandığı topraklarında eseridir.
    o dünyalıdır, ama en çok buralıdır.
  5. güzel remedios isimli bir karaktere sahiptir. saflık, güzellik abidesi remedios... onun gökyüzüne uçuşu sizi etkiler asla unutamazsınız. büyülü gerçekliğin en cici karakteri.
  6. 2 kere okumama rağmen, kimin kim olduğu konusunda hala kafa karışıklığı yaşadığım kitap. karakterlerinden aklımda kalan tek kişi, nereye gitse kelebekler tarafından takip edilen ve talihsiz bir şekilde ölen çocuktu. bir ailenin -her ailenin- kuruluş, yükseliş, duraklama ve çöküş dönemini bu kadar güzel anlatabilen başka bir kitap yazılmamış olmasının yanı sıra, bundan sonra da yazılabileceğini sanmıyorum.
  7. isim karmaşası sebebiyle kafanızı karıstıran kitap. bu özelliğini bilmiyorsanız okurken epey yorabiliyor çünkü aynı isme sahip birkaç karakterle karşılaşıyorsunuz dolayısıyla kim kimdi bu hangisiydi ya derken buluyorsunuz kendinizi. bu sebeple henüz okumayanlar için bu kitap hakkında iki öneride bulunmak gerekirse ilki gercekten çok güzel bir kitap olduğu bir diğeri de okurken karakterleri karıstırmamak için mutlaka tek tek bir yere not etmek gerektiği. en azından sizin yaşadığınız bu sıkıntıyı yaşamamasını sağlamış olursunuz.
  8. isim benzerliklerinin oluşturabileceği kafa karışıklığını önlemek amacıyla internette hazırlanmış aile ağaçlarından birini kullanmakta fayda var...buna ilaveten sanayi devriminin bir toplumu ve coğrafyayı nasıl değiştirebileceğini anlatan en iyi romandır bence...
  9. birisi kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve kanamaya başlıyor yeniden oluk oluk..birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıyor.

    o yüzden değil mi içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta gergin ve tedirgin dolanmalarımız?
    -anlatsam mı, anlatmasam mı?-kararsızlığımız. - bu sevgi beni acıtır mı? - kuşkularımız.. her zaman seni üzecek birileri olacaktır.

    tek yapmamız gereken; sevginin bize vaadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.
  10. Eğer Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık'ını okudunuz ve tadı damağınızda kaldıysa, Louis de Bernieres'in Latin Amerika üçlemesini deneyebilirsiniz.
    Ben Bernieres'i Marquez'den önce okuduğum için, yazdıklarının çok orjinal olduğunu düşünmüş ve şimdiye kadar nasıl olup da nobel alamadığına şaşırmıştım. Meğer kendisi bir marquez paraziti imiş...