• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.04)
godot'yu beklerken - samuel beckett
godot'yu beklerken 1948 yılında fransızca olarak yazıldı ve 1953'te paris'de sahneye kondu. zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında beckett tarafından bazı değişikliklerle ingilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı. avangard olarak nitelenmesine karşın hızla klasikleşti.
oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. her gün yinelenen bu ritüelde bellek işlevinin yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaya başlarlar.
kimilerine göre tüm zamanların en iyisi olan bu oyun, 21. yüzyılda da kafamızda soru işaretleri bırakmaya devam ediyor.
  1. oyunun san quentin hapishanesinde ilgiyle izlendiği fakat paris, ingiltere ve amerikada çıktığı yıllarda sofistike izleyiciler tarafından yerden yere vurulduğu bilinen bir gerçektir. kimilerine göre bunun sebebi bir tarafın beklemeyi daha iyi biliyor olduğudur. ve elbette mahkumların godot'yu benzettikleri şey dışarısı, toplum gibi kavramlardı.

    peki vladimir ve estragon'un godot'su neydi? vladimir daha akılcı, sorulara daha çok yanıt veren estragon ise bir tarafı ağrıyan, acıkan ya da hisseden taraftı. toplayınca akıl-beden bütünü, ikisi bir şekilde bir insanı tarif ediyordu. güdüsel kısım gitmek isterken akılcı kısım engel oluyor, neden orda bulunduklarını hatırlatıyordu: godot'yu beklemek. vladimir ve estragon bekleyiş esnasında zamanın hızlı geçmesi için ellerinden geleni yapmakta, muhabbet edecek birileri geldiğinde zaman geçecek diye sevinmektedir. akşamları gelen bir umut ise yine ertesi gün aynı kısır döngü için tohumları ekmektedir. eğer godot'ya hayatın anlamı kisvesini giydirirsek estragon gibi güdüsel birinin bunu düşünmeden gitmeye çalışması ama vladimirin onu beklemesi mantıklı olabilir. hoş bu bir absürd tiyatrodur ve mantıklı olan da olmak zorunda değildir. yine de bu varsayımla yapılacak en eylemsiz ve döngüsel hamle godot'yu beklemektir.

    beckett kitabın başlangıç ve son sahnesinin aynı olmasıyla beklemenin ve geçen zamanın bir şey değiştirmeyeceğini göstermiş. belki de yapılması gereken godot'yu unutup çekip gitmek ve karnını doyurmak, ya da godot'ya doğru yol almaktır.

mesaj gönder