1. esasında her gece bilincimizi kaybetmeyi deneyimliyoruz. kafamızdan bir şeyleri geçirirken uykuya daldığımızı fark etmiyoruz bile. çoğu zaman rüya görmeden uyanıyoruz. rüya gördüğümüzde de büyük çoğunlukla rüyada olup olmadığımızı anlayamıyoruz. uyandığımız ana kadar geçen zamanı bedenimiz bir şekilde saysa da bilincimiz bu yetenekten yoksun. eğer rüya da görmediysek, uykuya daldığımız anla uyandığımız an arasında geçen zaman bilincimiz açısından anlamsız bir boşluk. bu bilince yakıştırılacak herhangi bir sıfat da anlamdan yoksun. "uyurken ne hissediyordun? mutlu muydun, acı mı çekiyordun?" gibi soruları uyku halindeki bir bilince yöneltmenin bir anlamı yok. bu sorular bilinç uyandığı zaman ancak anlamlı hale geliyor.

    ölüm de bundan farklı olmamalı diye düşünüyorum. eğer uykumuzda acı çekmeden ölürsek, zaten kapalı halde bulunan bilincimizin kapalılık hali sonsuza dek devam etmiş olacak. nasıl ki uyurken uyuduğumuzu bilmiyoruz, ölünce de ölü olduğumuzu bilmeyeceğiz. daha doğrusu uyku halindeki bir bilinç için "bilmek" fiili nasıl ki tanımsız ve sadece uyanınca anlamlı, ölünce de bu tanımsızlık aynı, sadece tekrar tanımlı hale gelmiyor.

mesaj gönder