1. hayatın kendisidir. onunla ifade edilemeyen duygu, düşünce yoktur. insanın her saniyesine eşlik edebilir. mutsuzluğun dibinde de sevincin zirvesinde de dinlenebilecek şarkılar vardır. insanı oralara sürükleyenleri de vardır elbette. müzik dinlemeyen, sevmeyen insanları anlamıyorum. "ne tarz dinliyorsun?" dendiğinde "kulağıma güzel geleni" diye bir cevap verilmesi bence kolay kaçmaktan başka bir şey değildir. ya da müzik onun için önemsizdir. o an onu dinler ve biter. türüne, alt yapısına, sözlerine önem vermez. hadi onları geçtim. ilgi alanı değildir anlarım. basit pop şarkıları müzikten sayıp dinleyenleri gerçekten anlamıyorum. "nasıl dinliyorsunuz öyle dan dan müzikleri" derler ama kendi dinledikleri şarkıların alt yapısında dakikalarca aynı şey döner. o yüzden öyle insanlarla müzikal bir konuyu tartışmayı bile gereksiz görürüm.

    başta da dediğim gibi benim için hayatın kendisidir müzik. gitarımdan ayrı kaldığım ilk gün onu özlemeye başlıyorum. kulaklığımda bir sorun olsa, iyi müzik dinleyemesem canım sıkılıyor. dinlediğim bir şarkıyı başka türlerde hayal ediyorum kendi kendime o halini söylüyorum bazen. sınırsız bir şey sonuçta istediğin her şeyi yapabilirsin.

    ama benim için farklı olan bir şeyse dinlediğim şarkılarda enstrümanların sanki bir şeyler söylediğini hissediyorum. bunu ilk hissettiğim yer 5. sınıfta gittiğim bir klasik müzik konseriydi. ara ara giren yaylılar sanki nefeslilere itiraz ediyor, onlar araya girdikçe nefesliler daha sinirli bir şeyler anlatmaya başlıyordu. o günden itibaren her enstrümanın bir duygusu olduğunu anladım. dinlediğim metal bir şarkı bile olsa yazılan tona göre çalınan riffler bana bir şey anlatıyor gibi geliyor. bend yaparak giren distortion bir gitar acıyla haykırıyor, slidelar ağıt yakıyor sanki. hele de tuşesi iyi olan bir müzisyen sayfalarca yazıyla anlatılamayacak şeyleri ufak bir soloyla anlatabilir. insan bunu fark edince bir enstrümanı iyi çalmakla ortalama çalmak arasındaki farkı daha iyi anlayabiliyor. eğer biri bir şey çalarken o cümleleri yarım yamalak kuruyorsa iyi çalmıyordur. ama bastığı üç dört nota bile birden içimi acıtıp gün boyu kulağımdan çıkmıyorsa o adam iyidir. virtüöz denen insanları oturun dinleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız. basılan bir notanın bile ne kadar güçlü olabileceğini fark ettikten sonra müziğe daha farklı bakmaya başlayacaksınız.
    jimi

mesaj gönder