1. küllerimin körfeze atılmasını gerçekten vasiyet edecektim ama ülkemize böyle bir şey mümkün değilmiş. mermer, taş ve topraktansa dalgalarla deryayla bir olmak çok daha güzel olurdu.

    geriye sadece ağlamayın demek kalıyor. ergenliğimin başlarından beri hep intihara meyilli biri olmuşumdur. yaşıyor olmanın yükünü kaldıramıyorum. kendimle bir olamıyorum. maskelerimin ardında sürekli ağlayan bir çocuktan farklı değilim. defalarca o deliğe tepeden bakıp son bir kaç gün deyip geri döndüm, bir kere de şimdi dedim ama şans, kader, beceriksizlik ya da her ne derseniz işte. ek olarak ben bir dine mensup değilim. hatta bir agnostik olarak haklıyım diyen herkesin yanıldığını düşünüyorum. ölüm ile ilgili görüşüm de bunla alakalı olarak tamamen nötr.

    lakin bir gün zehir gibi bir abiden dinledim bu konuyu. benim gibi biriydi^:en azından bu konuda^. hayatımdan geçen tüm insanları düşününce; gideniyle, kalanıyla çoğu mutluluğum için çabaladı. "o çukura atlarsan, onların hepsine 'siz bana yetmediniz, beni mutlu etmeyi başaramadınız, size katlanamadım, ben de gitmeye karar verdim' dersin" demişti. ben de böyle bir bencillik yapamayacağımı farkettim.

    bu yüzden üzülmeyin. ben zaten siz varsınız diye buradayım. on yedinci yaşımdan beri sizin için yaşıyorum zaten, üzülmeyin diye. unutun, hiç olmamışım gibi yapın, hiç doğmamışım gibi, nefret edin ama üzülmeyin.
    bozuk

mesaj gönder