1. bu başlığa ilk ve büyük ihtimalle son yazışım olacak, aslında neyi nasıl yazmak istediğimi tam da bilmiyorum, böyle durumlarda burası tercih ediliyor sanırım.

    bu gecenin, on ikiden sonra yıl hanesinin son rakamının değişecek olmasından farklı bir anlamı yok benim için; yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa olayları falan iç geçirip gözlerimi devirmeme sebep oluyor. bakması ve değerlendirmesi bilindiği sürece her günün her saniyesi yeni bir başlangıç olabilir, bu her zaman mümkündür. nedense uyanıp, gerinip, yataktan kalktıktan hemen sonra hayatlarımızda bir şeyleri değiştirmenin, risk almanın, ve nihayetinde ertelemeyi kesip ne yapacaksak, ne istiyorsak, neye karar vermişsek ya da önce kendimiz, sonra da sevdiklerimiz için neyin doğru olduğunu düşünüyorsak onu tam o anda gerçekleştirmenin o mümkünatına ikna olamıyoruz. akla gelen her tasarı, ne zaman olduğu meçhul olan bir zamana dek erteleniyor. tasarıların büyüklüğüne göre zamansal döngüler de değişiyor; mesela diyete başlamak için pazartesi, aile ziyareti için hafta sonu, para biriktirmeye başlamak için bir sonraki ayın maaşı, sigarayı bırakmak için yılbaşı bekleniyor; ama sonra bunun önünü kesemiyorsunuz, çünkü önünde sonunda öleceğinizi bilseniz bile bunun bir dakika, bir saat ya da birkaç gün sonra olabileceğine ihtimal vermiyorsunuz, sonra da diyorsunuz ki, "bu pazartesi olmasa da olur, pazartesiler çok." ya da "bu hafta sonu da gitmeyivereyim, gelecek hafta sonu ne güne duruyor?" ya da "bir sonraki aya kalsın, bir şey olmaz." ya da "gelecek yıl yeniden denerim." ne zaman, zamanımızın o kadar da çok olmayabileceğini, hatta olmadığını anlayacağız ve erteleme hastalığımızla üstümüze yapışan eylemsizlikten sıyrılabileceğiz? buna kendimi de dahil ediyorum, çünkü ben de yapıyorum, halbuki özel bir anlamı olmadığına inansam bile bu gece ailemin yanında olmak istediğim için tam şu anda yola çıkıyor olmalıyım, üşendiğim için vermeyi sürekli ertelediğim kiramı ödemeliyim, sonra dinlemek üzere aldığım ve henüz kapağı açılmamış albümleri dinlemeliyim, aynı şekilde gardırobumda kıyafetlerimden çok yer kaplayan kitaplarımı okumalıyım, rahatsızlıklarımı, huzursuzluklarımı, acılarımı tam da şimdi paylaşmalıyım, hayatımda bulunmasının beni hırpaladığı ya da bana küçük hissettirdiği huylarımdan, alışkanlıklarımdan, durumlardan, zorunluluklardan, insanlardan uzaklaşmak için yarını, pazartesi gününü, bir sonraki haftayı, bir sonraki ayı, yeni yılı beklemeden tam da şu anda uzaklaşmalıyım. planları planlamanın ve bunları da henüz var olmamış bir gelecek zamana ertelemenin ve o zamandan medet ummanın rahat hissettirdiğini biliyorum ama bu sahte bir rahatlık. altında zaman ilerledikçe çığ formatında büyümek üzere bir huzursuzluk ve pişmanlık var. bir sonraki hafta ya da ay başından, ya da 2017' den bir şey beklemeyin, çünkü 2017' nin yapmaya kabiliyeti olduğu iki şey var; ilki, bir yıl öncesini sonlandırmak. ikincisi de kendi sonlanışıyla bir sonraki yılı başlatmak. gördüğünüz gibi bu gayet kısa listede size mutluluk, huzur, başarı, para, aşk, kariyer getireceğine dair bir başka madde yok çünkü tüm bu kavramların hayatınızdaki yokluğunu, varlığını, yoğunluğunu belirleyecek olan bizzat sizlersiniz. saatler, takvimler, beklentiler yalnızca uyuşukluk getirir.

    anı yaşama temalı nutkumun sonunda, bunu şu günlerde benim de beceremediğimi eklemem gerek. aslında sizden ziyade kendime tembihliyordum bunları. ama durumu değiştirmek için ilk adımı attım bile; bu paragrafla bir önceki arasında geçen yarım saatte kiramı verdim ve redd' in iki ay önce almış olduğum 21 albümünü dinlemeye başladım. bu da bir ilerleme sayılır. ailemden uzakta oluşuma yapabileceğim bir şey yok maalesef. yalnız geçireceğim ilk yılbaşı tamam ama yalnız hissederek geçireceğim ilk yılbaşı değil neticede. o yüzden bunun beni sarsacağını düşünmüyorum, yine de bu yıl farklı olmasını isterdim ya da farklı olacağını sanıyordum, bilmiyorum. sanırım hatam, kendimden değil yeni yıldan bir şeyler beklemek oldu. ama burada olmak sandığım kadar kötü olmayabilir. hatta bir iyi tarafı bile var; ev arkadaşlarımın hepsi şu an kendi evlerinde. müziğin sesini sonuna dek açabilir, belki birkaç kadeh şarap içebilir, gıcırdayan yatağımdan kalkarak herhangi birinin yatağında uzanıp saçlarımı örebilir, sabaha dek david bowie' ye, dolores o'riordan' a, oasis' e, steven wilson' a eşlik edebilirim.

    umarım 2017 size mutluluk, başarı, para, aşk vesaire vesaire.. verir demiyorum, nedenini biliyorsunuz. umarım siz bunları uzanıp alırsınız. umarım evinizde hissettiğiniz yerlerde ve sevdiklerinizle yaparsınız bunu. iyi geceler diliyorum.

mesaj gönder