1. duygular, yaşadığımız içsel ve dışsal olay ve durumlar karşısında oluşan ruhsal tepkilerdir. sevinmek, öfkelenmek, mutlu olmak, nefret etmek, üzülmek, kıskanmak, korkmak, kaygılanmak, sıkılmak, neşelenmek, aşağılanmış hissetmek, güvenmek gibi aklınıza gelen ya da gelmeyen envai çeşit duygu bütün insanların kaçınılmaz olarak yaşadığı ortak bir olgudur.

    ancak duygularımızı nasıl yaşadığımız ve ifade edişimiz bireyden bireye farklılık gösterir. bana göre, sağlıklı birey duygularını kabullenen, onlarla barışık olan ve duygularını bastırmadan ancak kontrollü bir şekilde yaşayabilen bireydir. öncelikle farkındalık gerekir zannımca. farkındalık dediğim, ne zaman, ne koşulda ne hissettiğimizin farkındalığı. sonrasında kabullenme gelir.

    duygular sağlıklı bir şekilde ifade edilemediğinde ya da bastırıldığında içimizde öfke duygusuna sebep olur. öfke, doğru kanallara yöneltilemediğinde ise hırçınlık ve saldırganlığa yol açabilir. kendine ya da başkalarına duygusal ya da fiziksel zarar vermeye kadar gider bu sürecin sonu da. elbette bu süreçlerin büyük çoğunluğu bilinçdışında (eylem ve edimlerimizin büyük çoğunluğu da bilinçdışıdır keza. boşu boşuna insanlara kendini bilmez demiyoruz yani) yaşandığı için öfkenin nesnesi ve sebebini tespit etmekte güçlük yaşar insan. aniden yaşadığımız öfke patlamalarını ardından yeterince değerlendirebilsek ya da analiz edebilsek olayı yaşarkenki tespitlerimizin dışında bambaşka sonuçlara varabiliriz diye düşünüyorum.

    karşılıklı duyguların ifade edilebilmesi kişiler arasında en dolaysız ve sağlıklı iletişimi sağlar. olumlu duygular olduğu kadar birbirimiz hakkındaki olumsuz duyguları da olabildiğince karşımızdakini yargılamadan, dürüstçe ifade edebilmenin ne kadar değerli olduğunu anlatamam. gerçek ilişki budur bence zaten. bir ilişki yaşadığım kişiye onunla ilgili olumlu ya da olumsuz duygularımı ya da onun yaptığı eylemlerin benim içimde yarattığı duyguları yeterince ifade edemiyorsam bu ilişkide çok ciddi bir sorun var demektir.

mesaj gönder