• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.90)
arrival - denis villeneuve
film, ordu dilbilimcisi dr. louise banks'in hikayesini anlatıyor. bir uzay gemisi dünyaya iniş yapınca dünya adeta sarsılır. amaçlarının ne olduğu bilinmeyen uzaylılarla iletişim kurmanın yolları aranmaya başlar. uzaylılarla iletişim kurması için ordu dilbilimcisi dr. louise banks çağrılır. doktora yardımcı olması için de fizikçi ian donnelly seçilir. ikilinin artık en önemli görevi uzaylıların barışçıl mı yoksa istilacı mı olduğunu belirleyebilmektir. bu süreçte bir diğer zorluk da ordunun ısrarcı bir şekilde saldırı yanlısı olması olacaktır.
  1. beklentiyi yüksek tutunca bir nebze hayal kırıklığı yaratacak, hiçbir önbilgi olmadan izlenirse ortalamanın üzerinde bulunabilecek bir film. ben birinci gruba dahil oldum, maalesef.

    her yerde bilim kurgu ve dilbilim konularının birleştirildiği bir film olduğunu okuduğumdan beklentim yüksekti. aslında çok da yanlış bir ön bilgi değil, türe ilişkin "uzaylı nasıl bir şeydir", "neye benzer" sorularına farklı bir bakış açısı sunan, başka yaşam formları ile karşılaşsak yaşayacağımız ilk sorunun ne olabileceğine kafa yormuş ve bu soruları oldukça makul akıl yürütmelerle cevaplamış bu film.

    !---- spoiler ----!
    iletişim kelimesi ilk etapta konuşmayı ya da teknoloji çağı çocukları olarak belki biraz da yazmayı çağrıştırıyor bizlere. oysa iletişim, karşıdakini 'anlama' ve kendini anlatma çabası ise, duygunun ve düşüncenin aktarılması ve alınması için en temel gereklerden birincisi herhangi bir temas iken diğeri de anlamak ve anladığını hissettirebilmek. işte filmin sağlam yeri burası. hektapodların 7 uzuvlu oluşları, dünya dillerini anladıkları halde karşı tarafın onları anlamalarını sabırla beklemeleri, iletişimin aradaki engeller kalktıktan sonra başlaması...ilişkinin ancak amy adams o kıyafetleri üzerinden çıkarınca, korkmadan yaklaşmayı seçince, hatta o cama dokununca başlaması...güzel detaylar.

    ancak işin diğer yanı, ki asıl odaklanmaya çalıştığı mesele olan iletişim ve bunun dilbilim bağlantısı bence eksik. sapir whorf hipotezine hafiften bir selam çakıp sonrasını oldu bittiye getirmek ve düzlemi abd bayrağı üzerine yaymak filmi yavanlaştırmış. en basitinden; sese değil piktograma yakın olan sözcük yazısı ile ifade edilen çince filmde bize gösterilen zaman algımızı değiştirecek o en güçlü silaha en yakın dildir; "ı walk" "you walk" diye amerikalı çırpınırken çindeki dil bilimci çözer o bulmacayı...sağlık olsun, neticede hollywood.
    !---- spoiler ----!

    kim izlemişse şu soruyu soruyor filmle ilgili: sonunun kötü biteceğini bilsen bile yine de aynı şeyi yaşar mısın? ben de hep aynı cevabı veriyorum...belli aralıklarla bunu yaşıyor ve adına da aşk mı ilişki mi...siz dünyalılar ne diyorsunuz? :)
    mesut

mesaj gönder