1. sanki beynimizin kalkanıyız. tüm vücudumuz yani beynimiz ve beynimizden çıkan sinirlerimiz dışındaki tüm vücudumuz beyni var etmeye çalışan bir yapı ve korumaya çalışan bi kalkan. beynin içine yerleşmiş o bilinç halini bazen kişiliğimden yani kendim olan o bireyden ayrı tutuyorum. sanki ben- yani bombadil- beynimde yatan ve hiç iletişim kuramadığım o varlığa hizmet eden bir köleyim. bütün insanlık hatta hayvanlar için de böyle düşünüyorum. beyin çevreyi tanımak,kendini beslemek ve kendini geliştirebilmek için kendine bir vücut yaratmış ve tüm bu işleri kolaylaştırmak için yani sosyal bir varlık olup ihtiyaç alışverişi yapabilmemiz için kişiliği oluşturmuş gibi. o kişilik de mesela bombadil olmuş. bu varlık vücudu oyalayabilmek için kişiliği oluşturmuş, kişiliğimi bir arayüz olarak kullanmış gibi.
    "ben" diye bahsettiğimiz şeyin beden değil de kişiliğimiz olduğunu artık kabulleniyoruz zaten. bu yüzden beyin nakli değil de beden nakli aslında yapılacak olan ameliyat ama aslında birer "ben" değilsek? yani bilinmez varlıklar düşünün, ihtiyaçları olan tek şey bilmek olan. ama bilmek biraz da keşfetmek ve etkileşmekten gelir. keşfetmek için kendilerine birer beden yaratıyorlar. ama sadece bu şekilde bilgiye ulaşamayacaklarının farkındalar, ayrıca yarattıkları bedenlerin ihtiyaçlarını da karşılamaları gerekiyor. bu farkındalıkla etkileşmek gerektiğini anlıyorlar ve bu yüzden "birey"i yapan, kişiliği oluşturan nöronlar ve bağlantıları meydana getiriyorlar. ve işte insan! yarattıkları bu algılayıcı sistem kendi ihtiyacını karşılarken bir yandan da bu bilinmez varlığa gereksinim duyduğu bilgiyi kazandırıyor. ama biz sanıyoruz bizler yani insanlar kendi sahip oldukları bedenleri ve oluşan kişilikleri-benlikleri ile birer özgür varlık. halbuki bizler aslında o bilinmez varlıkların, keşfetme ve etkileşme mekanizması ile bilgi arayan makineleriyiz. ve otostopçunun galaksi rehberindeki gibi hayatın,evrenin ve herşeyin cevabını düşündüğümüz anlarda, neden var olduğumuzu sorguladığımız anlarda belki de beynimizdeki bu nöron yumağı, bu organik yapı içine gizlenen o bilinmez ve anlamlandıramadığı varlığı seziyor ve bilinci uyandırmaya çalışıyor. ya da bu sorgulama nöronlarımızda kayıtlı olan o varlığın bilgisini hatırlıyor ve o varlık bizi sorgulamaktan men ediyor ve bizler bu büyük soruların cevabını düşündüğümüz anlardan hemen sonra hayatımıza hiç birşey yokmuş gibi devam ediyoruz. çünkü nefes almamız, doymamız, harekete geçmemiz lazım. o varlık için keşfetmeye ve etkileşmeye devam etmemiz lazım.
    ve belki günü geldiğinde bu varlık kendine daha iyi bir araç bulması gerektiğinin farkına varacak. kişilik denen ayak bağını ortadan kaldırması gerektiğini düşünecek ve matrixteki gibi bir bilinç durumu meydana getirecek. bilgiye daha hızlı,masrafsız ve sorunsuz ulaşan bir araç yapacak kendine. ve bizler insanlık denen şeyin bir delüzyondan ibaret olduğunu bilmeden yok olacağız. bilinçlerimiz ya da ruhumuz da bu yok oluşun, bu hiç oluşun bir parçası olacak. tarihimiz, ürettiklerimiz , insanlık olarak meydana getirdiğimiz herşey dikkatimizi beynimiz denen ama aslında altında gizlenen varlığın kabuğu olan o varlıktan uzak tutmak için yaratılmış birer sahtelik, o varlık kendini bilgi ile doyururken benliğimizi/kişiliğimizi oyalayan birer oyuncak ya da oyunmuş, bunu bilmedeb sıfır olacağız. hiç var olmamış gibi olacağız.
    işte tramvayı beklediğim bazı zamanlarda insanları oraya buraya koştururken, birbirleri ile konuşurken görünce belki de aslında durum böyledir diye düşünüyorum. ben sanki beynimdeki o parazit varlığın, kendini bilinçli ve sahip sanan ama aslında ne olduğunun farkında olmayan kölesiymişim gibi hissediyorum. o kontrolü kaybettiğinde ya da artık bilgiye doyduğunda da öleceğim ve hiçliğe karışacağım. ya da o içinde yattığı bu kabuktan hep nefret etmiş olacak ve bilgiye doyduğunda benliğimi kendini yok etmeye yani intihar etmeye ikna edecek.
    psikoz hastaları ya da kişilik bölünmesi hastaları belki de bir şekilde bu varlıklarla normalden daha fazla iletişime geçen insanlar ve kendi benlikleri bu ikincil ve aslolan bilinç karşısında error veriyor.
    rüyalar da belki de uyurken benlik hiç birşeyle oyalanmadığı için dikkati bu parazit varlık çekmesin diye oluşan cafcaflı illüzyonlar.
    .
    .
    .
    hayır psikiyatrik bir rahatsızlığım yok. sadece bir ihtimali düşünelim istedim. saçmalık yani.

mesaj gönder