1. "birilerinin kürdistan isteği" sorunu değildir. insanlık vurduğun yerden direnir, bu bir kuraldır. bütün dünyada olduğu gibi direnme çağı evrensel hukuki kazanımlar talep eder, bunların gerçekleşmesi gelişmiş bir ddmokrasiye bağlıysa, aidiyetten bağımsız şkilde egemenden beklenir, gercekleşmiyorsa direnmeye devam eder ve özerklik isteyebilir, gercekleşmezse fedarasyon, yine vurulmaya devam ederse kendi kaderini tayin etmenin yolu ayrı devlet olabilir. (kendi ifadelerinin sadeleştirilmiş bir hali olarak) türkiyenin emperyal ve emperyalizme maruz bırakilmiş, kendi halkına düşman yönetimleriyle, emperyal bir malzeme olacagından türkiye'de kürdistan talebi rafa kalkalı cok olmuştur. bu sorunu yaratan vurulan değil vurandır, sorunu vurulanda gören savaşı istemenin de sorumluluğunu taşır. istediğini ırkçı toplum yaratarak almayı düsünenler, dimağı kirlenmiş bir toplumla ortada kalırlar. baskıyla kazanılan pirüs zaferidir, burjuva demokratik mücadelesinde sosyal demokratların öğrenemediği de budur.

    savaş isteyip kardeşlik edebiyatına girenler değişmedikçe gerici faşizm ve baasçılık bu sorunu istediği gibi kullanmaya devam edecek ve çözülmeyecektir, ölümlerin ağırlıgını taşımama cahilliği çözümsüzlüğe mahkumdur.

mesaj gönder