1842 doğumlu rus biyolog, asker, yazar, fikir adamı ve anarşizmin önemli bir metodolojistidir. zengin bir aileden gelen kropotkin, genç yaşında orduya katılır ve zengin ailelerin çocuklarıyla arasındaki iletişim kopukluğunun farkına varır. sonrasında ise askeri görevinin başında devletin yetersizliklerini ve sırt çevirişlerine şahit olacaktır ki anarko-komünizm temellerini atmasında 1871 paris komünü ile birlikte en önemli etmen budur denilebilir. güneydoğu asya'da coğrafik incelemeler yapması için görevlendirilmiş ve bunu laikiyle yerine getirmiş ama daha fazla sürdüremediği memuriyeti bırakıp, politik görüşlerini hamur gibi yoğurmuş olan, batıda hız kazanan işçi hareketlerini yakından incelemek amacıyla isviçre'ye seyahat etmiş ve derhal enternasyonele üye olmuştur. ama kropotkin rus yozlaşmasına şahit olmuş biridir, bu da onu radikal yöntemlere itmektedir ki jura federasyonuna üyeliği bununla açıklanabilir ve kropotkin'i anarşist ideoloji ile tanıştırıp daha sonra ise kuramın babası haline getirmiştir. rusya'ya dönüşünde aktivizm temelli suçlardan hapise girer ama kaçarak ingiltere'ye giriş yapar. burada gazetecilik yapar bir süre; hatta kendisini tanımayan patronunun, onun kendi yazılarının çevirisini ona yaptırdığı rivayet edilir. ömrü sürgünler ve eylemlerde geçen ama hayatının en önemli kısmı yazmak olan kropotkin, 1.dünya savaşı yıllarında ise işçi hareketinin önündeki en büyük engel ve onun yegane katili almanya'ya karşı diğer devletlerin birleşik operasyonundan bahsedince, anarşist cenah tarafından eleştiri almış ve kitle kaybı yaşamıştır. savaş sırasında rusya'ya dönse de iş işten geçmiş ve ekim devrimi, anarşist devrimi gerisinde bırakmıştır. kendini sahadan çekip yazarlığına odaklanan kropotkin ise 1921'de hayata gözlerini yummuş, lenin'in izni ve katılımı ile anarşistleri son kez komünistlerle aynı safta görmemizi sağlayan bir törenle uğurlanmıştır. en bilindik kitaplarından biri olan "karşılıklı yardımlaşma" komüner yapıda bir anarşi düzenine biyolojik dayanaklar sunmakta ve tabanını desteklemektedir. ayrıca doğal seçilim modelinin iklim ve coğrafya'dan ayrı değerlendirilemeyeceğini, sert koşulların komünleri ortak davranmaya ittiğini ve kalkınma planının "survival of the fittest" ten ziyade "together we stand, divided we fall" a çekildiğini gözler önüne sermektedir.