• youreads puanı (8.00)
  1. aslında herkesin bildiği şeyleri, coşkulu bir şekilde dile getiren sağlık çalışanıdır. amerika, ingiltere'de istenmeyen insanlar tarafından kurulmuş bir ülke olduğu için bu istenmeyen halk, alt tabaka, doğal olarak türkiye'nin aksine güçlü, merkezi bir yönetime tarihleri boyunca karşı çıkmışlardır. merkezi yönetim güçsüz olunca, kongre üyeleri de bizim millet vekilleri kadar bile güçlü olmuyor tabi. bu bağlamda lobilerle uğraşmaktan saçları dökülmüş arkadaş orada onu ses çıkarmadan dinlemek durumunda. konu lobiler. lobi diyince aklınıza ne ve kim olduğu belirsiz bir "faiz lobisi" gelmesin. amerika'da lobicilik oldukça yaygın ve açık açık varlığını belirten bir "sektör"dür. hatta nerdeyse her filmde bir kasaba evinde uzun namlulu tüfek bulunması da gerçekten bir kesittir çünkü silah lobisi amerikanın en güçlü lobisidir ve hiç bir siyasi ona karşı iş yapmayı gözüne kestirememiştir. kestirdiyse de tanıyacağımız kadar uzun bir siyasi yaşantısı olmamıştır.

    konuya dönecek olursak beyefendi sigortacılık lobisinden bahsediyor. ne kadar güçlü olduğundan, siyasilerin ondan korktuğu için obamacare'i kaldırmaya çalıştığından. adam haklı. burada sıkıntı yok ama trump başa gelmeden önce de zaten bunu kaldıracağını bir kaç defa belirtti ve bu oy toplamak için yapılmış bir hamleydi ki işe de yaradı. saçsız arkadaşımız da muhtemelen temsilciler meclisinden olacak ki bundan sorumlu tutuluyor. bu akpli milletvekiline "siz cemaatle kankaydınız nooldu kenks" demek gibi bişi. öyle büyük ve harika bir savunma yapmıyor yani. neden bize öyle geldi derseniz, pathos efsane, logos iyi, ethos idare eder diyelim.

    dipnot: abd, doğrudan demokrasiden oldukça bunalmış bir ülke. sürekli bir sandığa gitme söz konusu yerel konularda. eyalet, belediye, mahalle, district, bla bla hepsi ayrı ayrı ve bazen defalarca. dolayısıyla bahsedilen %17 katılım yerel bir seçim için oldukça yüksek bir değer. eyalet yasalarının çıkması için %6lık onay bile yetebiliyormuş zaman zaman.
    bozuk

mesaj gönder