1. çocuklugumun, gencligimin en mutlu günlerinin geçtiği şehir, her hatirladigimda aksama dogru göğe inen mavimsi rengin rus evlerinin uzerine yaptigi masalsı goruntu, cok soguk oldugu icin yakilan kömür kokusu burnuma vuruyor ve beni huzunlendiriyo. yedigim her yemegin, yurudugum her yolun, ictigim her cayin bir anlami vardi. herkes birbirini tanirdi sicakkanliydi, dosttu herkes, kurt, azeri, yerli terekeme, alevi, herkes dosttu. babam sabahlari sicak lavaş almaya giderdi eski kaşari onun icine sarip yerdik, dedemin kuyumcu dukkanina bisikletle giderdim birlikte onun kuyumcu arkadaslariyla otururduk, dedemlerin sobasinin onunde butun aile kestane yerdik ben buyukbabannenin bacaklarina uzanip gunluk yazardim, kayak yapmaya sarikamişa giderdik, teleferikte ormanlarin karla süslu enginligine hayret ederdim, çarşida iki caddesi vardi gezmeye cikinca bir insani en az yuz kez gorurduk, bir tane alişveriş merkezi vardi cok sonralari acilmisti hamburger yapan tek yer oranin en ust katindaydi adi turkmixti, babamin köyune babannemi ziyarete giderdik beni hep gözlerimden operdi, orda akrabalarin kizlari vardi 'çaya çimmeye' giderdik, konser fuar yilda bir kez gelirdi gelince cok heyecanlanirdik, kiş olunca her yer cok guzel olurdu okul arkadaslarin kar topunun icine taş koyup sana atarlardi, yolculuga cikildiginda bir suru erzurum plakasi gorunce erzurumlularla karslilarin fikralari anlatilirdi, gelen misafire kaz pişirilirdi, sezen aksu klip çekmeye karsa gelmiş diye sevinirdik, kucuk bi sinemasi vardi avm icinde olmayan cok az kisi giderdi, film festivaline ev sahipligi yapmisti, karsta herkes aşik olurdu, cunku aksam kar yagarken ve üşurken aşik olmak, bata çika yurumek, hissetmek dunyanin en guzel şeyiydi.
    hayatimin en mutlu anlariymiş, bilmiyordum.

mesaj gönder