1. daha önce eve 2 kedi almıştım, birinin burnu tıkalıydi sabah akşam horluyordu, diğeri de kuma kakasını yaptıktan sonra oynamak üzere evin dört köşesine dağıtıyordu. ben de zaten kendi pisliğini zor temizleyen biri oldugumdan başa çıkamadım bunlarla, buna benzer sebeplerden kedileri sitenin bahçesine indirdim güzel bir yuva yaptım. bir süre sorunsuz şekilde bahçede baktım kedilere.

    sonra hürrem yani burnu tıkalı olan kayboldu, sanırım öldü. ben de titrekle baş başa kaldım. sonra bahçeye sarı bir erkek daha çöreklendi. bn de uzun süre yani yaklaşık 5-6 ay bu ikisini bahçede besledim.

    geçenlerde titrek (he-man'in kaplanina benzetiyordum) hamile kalmış.yani ben çok sonra fark ettim hamile olduğunu ki kendisi eylül'de o doğmuş o bir yavruydu. 2-3 gün önce de doğurdu. yavruları bir türkü bulamadık, anne de yavrularının yanında değil de sürekli bahçede takıldığından herhalde yavrular öldü dedik. çok da üzüldüm, yani tarif etmesi zor.

    bugün komşular geldi dediler ki senin kedi bizim çatıda sıkışmış. kosa kosa gittim, baktım bizim titrek,eski eşyaların arasına girmiş hareketsiz duruyor. ensesinden tutup kaldırınca yavruyu gördüm. yavruyu elime aldım, o sıra titrek kaçtı onu da yanıma almak istedim fakat belki başka köşede de yavrusu vardır diye peşinden gitmedim. yavruyu aldım eve getirdim, siringayla süt vermeye çalıştım. daha 3-4 günlük ama bayağı güçlü bir yavru maşallah. sonra kapı çaldı komşu geldi, titrek pesimden gelmiş kapıyı aralayinca içeri daldı yavrusunu arıyor. gösterdim ben de, ensesinden tutup dışarı çıkmaya kalktı hemen. ama nasıl bir telas, nasıl bir anaclik. yine icim parçalandı. dışarı çıkmasını çok da istemedim aslında bahsettiğim erkek kedi öldürmüş diğer yavruları komşuların söylediğine göre. yine öyle bir şey olmasın, en azından bir yavru yaşasın diye evde tutmak istedim ama anne telasliydi, yavrusunu kavrayıp taşımaya cakisirkenki halı insanın yüreğine dokunuyor.

    nihayetinde yavruyu alıp bu sefer bizim çatıya çıkardi. ben de gittim mama, su, sut koydum. birkaç dk. sonra yine kapıya geldi, açtım kapıyı içeri girdi kıyıya köşeye bakıyor. sanırım diğer yavruları arıyordu. yine icim sizladi, biraz bakinmasina müsaade ettim sonra kafa lambami alıp titrek'le dışarı çıktım, komşu çatıya gittik. her deliğe bakıp başka yavru var mı diye baktık. o hayvanın o hallerini tarif etmek zor. insan keşke dili olsa da konuşsa diyor nerede su yavrular öğrensek de gidip bulsak.

    bir de aklıma hep çocuk gelinler geldi. daha kendileri çocukken anne olanlar. hayat çok zor ve acımasız maalesef.

mesaj gönder