1. doğal bir güdü ya da yılların bastırılmışlığı nedeniyle eşitlik arayışından çıkıp, kadının üstünlüğünün savunulmasını ya da öyle olduğunun düşünülmesini makul karşılıyorum. nitekim diğer taraftan erkek üstünlüğü pompalanmaya devam ederken buna karşı durmak anlamsız.

    bununla birlikte asla yalnızca kadınları ilgilendiren bir husus olduğunu sanmıyorum. ideal toplumlarda hak savunusu her birey için aynı anlamı ifade etmelidir. kaldı ki konuyu kadının toplumdaki yerinden ziyade adalet, eğitim, iş, sağlık gibi somut kavramlara taşırsak, burada net olarak insan haklarından, dolayısıyla eşitliğinden bahsetmeliyiz.

    işin özü insan olmaktan geçiyor. toplumların, yaşam koşullarına göre kadın ve erkeğe farklı görevler atfetmesi onları birbirine üstün kılmaz. yalnızca farklıdırlar. eşitlik anlayışı fiziksel gücü, doğurganlığı, hormonları, zekayı temsil etmez, etmemeli. adalet, eğitim, iş, sağlık vb. gibi yaşamsal haklara aynı oranda ulaşabilmekten geçer. bu hususların modern toplumlarda aşılmaya oldukça yakın olduğu söylenebilir. ama burada esas önemli nokta gelişmemiş zekaların kadına ya da erkeğe bakış açılarındaki fark ve hala kadının toplumdaki yeri gibi anlamsız tartışmaların süregelmesi.
    one

mesaj gönder