• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.75)
happy end - michael haneke
fransa’nın kuzeyindeki calais’de görünüşte oldukça rahat ve zengin bir şekilde yaşayan laurent ailesinin hayatı, beklenmedik olaylar sonucu hayatlarına giren eve’in gelmesi ile rayından çıkar. bitmek bilmeyen aile sorunları ve yıllarca özenle sakladıkları sırları artık başa çıkılabilecek gibi değildir.
  1. filmi sıcağı sıcağına izledim ve beğendim, eğer sert bir haneke filmi ile kıyaslarsanız daha doğrusu eski filmleri ile kıyaslarsınız, ben şimdi ne izledim diye sorgularsanız beğenmeyebilirsiniz.
    mülteci, göçmen konularına değinmek gibi bir niyeti olduğuna da sanmıyorum.
    geçmişime gidiyorum; ortaokul yıllarımda türkçe öğretmenim o kadar içime işlemişki ne zaman kitap okusam, film seyretsem filmin anadüşüncesi ne çıkarmaya çalışıyorum çeşitli sorular soruyorum, araya giren hollywood yılları anadüşünce arayışını sekteye uğratsa da yaş 35 sonrası rus klasikleri, fransız sineması, iran sineması gibi gerçeği, durumu, tartışmayı sorgulama filme büyülü bakmayı sağlıyor. filmde seyredilir kılan merak unsurunu sıcak tutmak, fransız evlerinin, kapı kolundan, çaydanlığına kadar irdeleme isteğim,
    sofra adabı vb kendi çıkarımlarım, evet bir anadüşünceden bahsediyorduk sonuç şudur; eğer sorunlarınızı, evinizin tozlarını, ıvırı zıvırı halı altına saklamaya kalkarsanız gün gelir o tozlar yeniden evinizin içine serpilebilir. ancak dedelerimiz ve torunlarımız bir nihilist edasıyla gerçekle yüzleşme cesaretine sahip olur. en tehlikeli yaş ortayaştır, cesur değil, ürkek, korkak, çıkarcı vb vb.
    oyunculardan isabella hubert kimliğini hiç bozmuyor yüksek ego sekteye uğramadanhep aynı rol, aynı donuk ifade ile ekrana yakıştıramıyorum, beni de gerim gerim geriyor ama amaç seyirci gerilsin ise tabiki sorun yok, ben julyette binosh'cuyum. velhasıl isabella gerse de filmin afişinde gördüğümüz deniz kıyısı ne olursa olsun rahatlatıyor. bir de yağmur eşlik ederse değmeyin keyfe.

mesaj gönder