1. -arka pencere dergisi'nin online olarak giriş yaptığı yıldan günümüz aralık 2017 itibariyle mecmua olarak kabul görecek çıtaya çıktığı göz önüne alınırsa; internet denizinde bloglar, sözlükler, yüzlerce sinema eleştirisi ve bilgiye ulaşmak mümkün iken arka pencere'nin bu kalabalık içinde kaybolmamasının sırları nelerdir?

    -80 sonu 90 başlarında öğrenci olan günümüz orta yaş kuşağı için 80 darbe sonrasında ülkemizde; (rus salatası'nın ismi bile amerikan salatası olarak değiştirilmesi gibi örnekler mevcut) hollywood zehirlenmesi'ne maruz kalan bir kuşaktan söz edebilir misiniz? bu kuşak talihsiz miydi?

    -sinemaya giden konu komşu; "ya çok güldük ya çok ağladık" gibi keskin iki söz kullanır. bir filmin kalitesini belirleyen çok gülme, çok ağlama bizim gibi heyecanlı akdeniz insanı için mi geçerli? son yazınızda bahsi geçen "eisenstein; broadway için telaşlı, sing-sing için sakin saptaması yapmış." telaşlı insanımız sinemayı olumsuz mu etkiliyor? sizce komedi filmi için şiveleri, abartılı söylemleri ile sonu düğün ile biten filmlere tanık olmaya devam eder miyiz? komedi film gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

    -bir filmi izlerken not alır mısınız? dikkati kaybetmeden izleyebilmek için teknikler var mıdır? film bölünerek izlenebilir mi?

mesaj gönder