• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.70)
dunkirk - christopher nolan
dunkirk tahliyesi sonucunda 225 bin ingiliz ve kanadalı, 120 bin fransız askeri olmak üzere 345 bin asker, ölüm çemberinden kurtarılmasını anlatıyor.
  1. dün gece pek de dikkatimi vermeden izlemeye başladığım ama sonunda "neymiş bu ya" dedirten film oldu.

    nolan'ın alamet-i farikası olan yeni anlatım teknikleri keşfetme azmi bu filmde de öne çıkıyor. müziğin kullanımı oldukça radikal ve heyecan verici. farklı zaman akışına sahip olan üç farklı hikayenin anlatımında sahne geçişlerine aldırmaksızın müziğin değişmeden akıp gitmesi filme acayip bir bütünlük katmış. öyle ki, sanki bu hikayeler, ortak özellikleri her neyse oradan iğnelenmiş ve yan yan bir ipe dizilmiş gibi olmuş. bu hikayelerin içinden ok gibi geçen müzik, hikayelerin ilk bakışta pek de görünür olmayan o ortak özelliklerini birbirine düğümlemiş. ve müziğin bu şekilde kullanımı hikayeleri öyle bütünlüklü bir bohça içinde sarıp sarmalamış ki, nolan sanki eğlence endüstrisi içinde ünlü ve zengin bir film üreticisi değil artık, felsefi bir şeyler söylemeye çalışan bir estetisyen. nolan belki de bu yüzden filmin savaş filmi olmadığını söylemiştir. filmin kolayca kendini açığa vurmayan, müziğin dokuduğu felsefi bir yönü var.

    bunu çok etkileyici ve yenilikçi buldum. zannediyorum müzik öyle kullanılmış ki, hikayelerin birinden cereyan edip filmin akışına katılan her müzik parçasının farklı bir anlamı var; farklı bir insanlık durumuna, farklı bir renge tekabül ediyor. bunu daha iyi oturtabilmek için filmi tekrar izlemem gerekecek.

    anlatıma ilişkin bu yenilikçi çerçevenin içeriğine ve meramına gelince , bunu açıkçası acil derecede önemli bulmadım, üstünde de çok düşünmedim - henüz. ama filmin amacının uzaktan yakından milliyetçilik ve kahramanlık propagandası olmadığına neredeyse eminim. tam tersine film bu nosyonların esaslı bir eleştirisi. bunu görmek için son sahneye dikkatli bir gözle bakmak yeterli sanıyorum.

mesaj gönder