-
kamp kurmaya, dağın başına gittiğimde sıkılmıyorum bu durumdan. çeşit çeşit hayvanların, böceklerin çıkardığı sesler bir nebze yalnız olmadığımı farkettirse de, insan doğada yalnızdır lan işte. ötesi yok. keyif verir insana ama bu yalnızlık. sıkılmazsınız, şehirde yalnız kaldığınız anlardaki gibi. mesela, ay bulutların ardından bir anda çıkıp ormanın hızla aydınlanışına tanık olduktan sonra "ne şanslı bir insanmışım" dersiniz. müthiş heyecan verir bu görüntü. sincaplar mesela. güzel hayvanlardır. böyle bir hayvanı görmek mutlu eder insanı. "yalnızım ama mutluyum lan" dersiniz.
şehirdeki yalnızlık çok yıpratır insanı. ben hiç duymadım evin içinde veya dışındayken "ben yalnızlıktan sıkılmıyorum" diyen insanı. varsa da böyle diyen, kendini kandırsın. evde yalnız kaldığım günlerimde mutfakta otururken bir an gelmişti ve şunları kağıda dökmüştüm:
ve adam durgunluktan bıkmıştı
buzdolabına baktı
sonra çalmayan bozuk radyosuna
"konuşun biraz be" dedi
cevap vermedi hiçbiri
adam umutsuzca başını sandalyeye çevirdi
"konuş" dedi
"birşeyler anlat"
cevap gelmiyordu çağrılarına
"nasıl bir yalnızlık bu" dedim adam
"şimdi şu pencereden atlayacağım birazdan"
tam pencereye gitmek için doğrulmuştu ki
pencere konuştu bunun üzerine
çok şaşırmıştı adam
"biz seni dinliyoruz hiç yoktan"
"başka kim dinliyor seni böyle konuşmanı durdurmadan"
adam hakvermişti
koştu pencerenin boynuna sarıldı