türk edebiyatının yeraltı edebiyatına göz kırptığı bir kitap. dahil olduğu değil de, göz kırptığı.
bir kere kitap birden fazla kaygı ile yazılmış. yeraltı türünde boşluk mu doldursun, mesaj mı versin kafası karışık. haliyle tüm karakterlerin de kafası karışık. (biri hariç)
öncelikle söylemeliyim ki kitapta kullanılan benzetmeler çok zorlama. uzun ve yersiz. yazar bir benzetme kullandığında kısa süreli bile olsa kitaptan gözünüzü ayırıp bahsi geçen benzetmeyi tahayyül etmeye çalışırken çok zorlanıyorsunuz. olayın kurgusuyla alakasız benzetmeler..

!---- spoiler ----!

"benim nazarımda, kuduz bir maymunun ağzındaki köpük kadar bile değerin yok."
"içinde bıçaklanmış bir maymun bulunan bez bir çuval gibi yığılıyorum."
"kafamın içinde kocaman bir ağaç ve küçücük bir maymun var. daldan dala zıplıyor, onu evcilleştiremiyorum."
"çürük muz yemiş maymun gibiydim."

!---- spoiler ----!

karakter adları zor ve karmaşık, benzetmeler zoraki, derken bir de şebnem şibuminin konuştuğu tarihte bugün köşesi var ki; sıkıcılıkta zirveyi zorlar.
yazar biraz da bilgi birikimi görünsün istemiş, tatlar, zevkler, okudukları, dinledikleri... derken bir kafası karışık eser meydana gelmiş.
tüm bunlara rağmen akıcı kalmayı başarmış ve kurgusu gerçekten ilgi çekici bir kitap.