• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
albaya mektup yok - gabriel garcia marquez
albaya mektup yok, çağımızın en büyük yazarlarından gabriel garcía márquez'in en güzel uzun öykülerinden biri. ülkesi uğruna savaşarak yaptığı hizmetlerin karşılıksız kaldığını anlayan, emekliye ayrılmış yaşlı bir askerin öyküsü. bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla birlikte bekleyen emekli bir albayın komik, ama bir o kadar da trajik hikâyesi. gabriel garcía márquez'in 1982'de nobel edebiyat ödülü'ne değer görülmesinde, hiç kuşkusuz, albaya mektup yok'un da payı var. büyülü gerçekçilik ustasının anlattığı her sahne, karakterlerin her davranışı, umarsız görünen bir dünyada yaşama sevincinin türküsünü söylüyor, ölüme ve yalnızlığa meydan okuyor. her cümle, yaşamın uçsuz bucaksız boşluğunun suskunluğunu kırıyor. "imge, gerçekliğe ulaşmanın aracıdır," diyen gabriel garcía márquez'in buruk bir alaycılık içeren bu öyküsü neredeyse görsel bir edebiyat başyapıtı.
(tanıtım bülteninden)
  1. gabo'nun türkiye'de yayınlanmış tüm kitaplarını okumaya niyetlendiğim şu günlerde sıradaki konuğum olmuştur.

    albay aureliano buendia'nın eski askerlerinden birisi olan albay , muz fabrikasının macando'ya gelmesi ile birlikte görevini bırakıp , doğduğu topraklara dönerek teslim olmuştur. hükümetin yirmi sene önce çıkarmış olduğu , eski askerlere emekli maaşı verilmesi konusunda ki yasa hiç bir zaman onun için gerçekleşmemiştir.

    yoksulluk içerisinde yaşayan yaşlı bir çiftin öyküsü. ellerinde kalan son eşyaları bir resim ve bir saat. albay , evlerinde ki aynayı sattıkları için her gün el yordamıyla tıraş olmaktadır. sanırım benim için en etkili kısım bu oldu. ne yiyeceğe sahip olmamaları , ne cenazeye katılırken düğününde giydiği takım elbiseyi giymesi.

    ben gabo'nun bize burada umut veya beklemek duygularını anlatıp , yorumlamak yerine sistemsel bir eleştiri yaptığını düşünüyorum. albay'ın kendisinin bile o maaşın hiç bir zaman gelmeyeceğini bildiğini düşünüyorum. kolombiya'da yaşanan bin günlük savaş sonrası hükümetin tutumunu bu şekilde anlatıyor ve eleştiriyor. sıkı yönetimin hala geçerli olması , sokağa çıkma yasağı , gazetelere uygulanan sansür , elden ele gizlice gezdirilen sansürsüz haberler.

    gabo bu kısa hikayesinde kolombiya'nın iç savaş sonrası halini anlatıyor bizlere.

mesaj gönder