1. !---- spoiler ----!

    ortalık karışınca

    ortalık karışınca, ismi neydi, bilmiyorum. anlamı neydi, bilmiyorum. anlamı var mıydı, yok muydu, onu da bilmiyorum. yöneldim ve tedirgindim. dert edinmiştim ve mutluydum. dert, benim derdimdi. onu ben seçmiştim. nasıl seçtim, neden seçtim, bilmiyorum. öte yandan, dertlerin hepsi ilk bakışta aynıydı. hepsine, dert, diyorduk. benimkisi de bu bakımdan bir dertti. zira ben de, yöneldiğim şeye, dert, diyordum. tıpkı diğerlerinin dediği gibi… dert edindiğim şey, benim değildi yine de. sadece seçimim bana aitti. onun, benim için dert oluşuydu, bana ait olan. oysa kendi içinde neydi, bilmiyorum. sadece, bir zamanlar onu dert edindiğimden eminim.

    ne zaman düşüncelerim felce uğrasa, gücümü tekrar kazanabilmek için, soğuk ve sağanak yağmurlu bir cuma akşamı, osman'ın hiddetle bara girip hayata küfredişini, sağ yumruğunu bar tezgahına hınçla vurduğu esnada kabanından saçılan su damlalarını, aklıma getiririm. bense barın arka tarafında, ışığın ulaşamadığı için loşlukla geçiştirdiği, kapıya en uzak masalardan birinde, şu an hatırlayamadığım iki hemcinsim ve yaşıtımla birlikte, buz gibi soğuk biramı hızla tüketmekle meşguldüm. aslına bakılırsa, osman'ın o akşam tam olarak hangi cümleleri sarf ettiğini duyamadım. bar, şehirdeki herhangi cuma akşamından beklenildiği gibi insan ve ses bakımından oldukça kalabalıktı. benim kapıya uzak oluşum da cabası. bütün bunlara rağmen, daha sonra, benim için osman'ın hangi cümleleri sarf ettiğinin zaten bir önemi kalmadı. zira o anıdan geriye kalan, en azından benim için, osman'ın hayata küfrediyor oluşu ve tanık olduğum o manzaranın zihnimde yarattığı dünyaya olan sarsılmaz inancımdı.

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder