1. bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur:

    “bir namaz kılanın dörtyüz namazı vardır.
    bir namaz kılanın ikiyüz namazı vardır.
    bir namaz kılanın yüzelli namazı vardır.
    bir namaz kılanın yetmiş namazı vardır.
    bir namaz var ki elli namaz karşılığıdır.
    bir namaz var ki yirmiyedi namaza mukabildir.
    bir namaz da on namaza denktir.
    bir namaz var ki bir namaz sayılır.

    kendisine dörtyüz namaz yazılan kişi, mekke’de beyt-i haram’da imamla birlikte cemaat içerisinde iftitâh tekbirini kaçırmadan kılan kişidir.

    ikiyüz namaz yazılan kişi, namaz hükümlerini bilerek insanlara namaz kıldırandır.

    kendisine yüzelli namaz yazılan kişi, müezzinlik yapan kimsedir.

    yetmiş namazı olan kişi, misvak kullanarak güzelce abdest alan ve camide cemaatle kılandır.

    kendisine elli namaz yazılan kişi, camide (kalabalık bir) cemaat arasında imamla kılan fakat iftitâh tekbirini kaçırandır.

    yirmiyedi namaz yazılan kişi, abdestini güzelce alan, iftitâh tekbirini de kaçırmayan ve mescitte (az bir) cemaatle kılandır.

    kendisine on namaz yazılan kişi, cemaate kavuşan fakat iftitâh tekbirini kaçıran kişidir.

    kendisine tek namaz yazılan kişi ise, cemaatsiz olarak tek başına kılandır.

    (kıldığı halde) hiçbir namazı bulunmayan kimse ise kılarken horoz gagalaması gibi gagalayan (hızlı kılan), rukû’unu ve secdesini tamamlamayan kişidir.

    işte onun namazı eski elbise gibi dürülecek ve sahibinin suratına çarpılacaktır.

    böylece ona: ‘sen namazını korumadığın gibi allâh da seni korumasın!’ denilecektir.”

mesaj gönder