1. bütün eserleri ayrı bir kapı gibidir geçmişe açılan, gözünü kapatırsın bir anda kendini büyük bir salonda bulursun, içinde devasa sütunlar, altın sarısı çerçeveli tablolar, sahnede elleri zincirli adam yorgun, üzüntülü. içinde onlarca insan, birazdan başlayacak bir oyunu belki de biraz sonra yaşamına son verilecek bir mahkumun son nefesini görmek için bekleyen sinirli bir topluluk, derken hemen ilerideki siyah kapşonlu adam çıkar elindeki kemanıyla, yayını sürter tele, diğeri eskimiş elleriyle basmaya başlar piyanonun tuşlarına tıpkı yıpranmış bir daktilonun kağıda çarpışları gibi, her basış biraz daha yaklaştırır kağıdı sona. sürter yayını tele siyah kapşonlu adam. bağırır elleri zincirli adam derin derin.
    bir anda içeri girer beyaz elbiseli, uzun saçlı kadın, sesi üzüntülü, merhamet ister gibi, ağlamaklı, çocuğunu kaybetmekten korkan bir kadın gibi hırçın, kararlı. konuşmaya, söylemeye başlar. insanların beyinlerine girercesine.
    o anda obua çalmaya başlar kimsenin göremediği, büyükçe bir sütunun ardından. iyi sonun habercisi flüt eşlik eder. dinlersin sadece. ta ki sonraki şarkıya geçip kendini uzunca, sağı solu ağaçlarla çevrili, at arabalarının eskittiği çamurlu bir yolda bulana dek.

mesaj gönder