1. segide künye olmaması biraz sinir bozucuydu ben zaten künye meselesine çok takığım. steve mccury segisinde de künyelerin yeri bir seri fotoğrafın en sonunda liste halindeydi. insan baktığı fotoğrafın bağlamını algılayabilmek için tee en sona gidip künyeye bakıyor sonra fotoğrafa geri dönüyordu. en sonunda göreviye bu serginin küratörü kim diye sormuştum. steve mccurynin kendisiymiş. insan hem fotoğraf çekip hem küratörlük yapamıyor bence ama fotoğrafçılığına laf ettirmem tabii. kiratominin sergisinde de sadelik ve doku ön plandaydı ama bazı fotoğraflarını, kadrajına almaması gereken detayları alıp sıradan hale getirmiş bence. tabii künye olmadığı için şu ya da bu fotoğraf diyemiyorum ben sergilerde eserden ziyade hep künyelerin fotoğraflarını çekerim. onun dışında bazı fotoğrafları da fazla sıradandı. konuyla amatör alakası olan birinin gezisi sırasında çekebileceği cinsten şeyler. misal bu serginin en sonunda (burhan doğançay ve yahon chang sergisinin girişine dik son duvardaki resim) bir duvar yüzeyine gelen yapraklar. fazla alelade. o duvara bakınca büyükelçilik duvarları aklıma geldi hatta. ironik bir şekilde de serginin en güzel fotoğrafı girişte zannımca. yine bir duvar yüzeyi ve pencere yahut bir açıklık fakat bu açıklık duvarın kendi dokusuyla (kendi malzemesiyle kapanmış) ya da mevcut duvara bu şekil sonradan verilmiş önüne de gerilmiş ip üzerine bir sıra düzensiz mandal dizilmiş. ha ne gördün bu fotoğrafta bu kadar derseniz tam bir tarifi yok ama kime göstersem bayılıyor insana hissettirdiği tanıdık bir his duygu var. (şu resim: http://i.hizliresim.com/Rk3dz7.jpg )

mesaj gönder