1. insanlığı bugününe getiren en önemli araçtır.

    yüzeysel bir bakışla muktedirin dini kullanarak tebaayı kullanması, iktidarını güçlendirmesi, maddi ve manevi kazançlar elde etmesi göze kötü görünmektedir(ki gerçekten de yıl 2016 olmuşken böyledir, ancak bu kısma daha sonra değinmek istiyorum.).

    bugün sevdiğimiz, yararlandığımız, hayatımızı devam ettirdiğimiz şeylerin tamamını dinin kullanımına borçlu olduğumuzu da unutmamamız gerekir. peki din bunu nasıl başardı? insanları daha önce hiç olmadıkları kadar büyük topluluklar halinde organize edebilmesiyle başardı. bugün ülkemiz sınırları içerisindeki göbeklitepe örneğini incelemek dinin kullanılmasının faydalarını gösterecektir. tahminlere göre göbeklitepe henüz yerleşik hayata geçilmeden yapılmış bir tapınma alanı olarak nitelendiriliyor. daha önceden kabul edilen şehirler dini ortaya çıkardı iddiasının tam tersine bu bulgu dinin şehirleşmeye öncülük ettiğini gösteriyor(*:şimdilik tahminler bu yönde).

    şehirleşmeden önce ancak birkaç yüz kişilik topluluklar olarak bir araya gelen insan, şehirleşmenin sonucunda bugün on milyonlarca bireyden oluşan topluluklar halinde bir şehirde yaşıyor. şehirlerin tarihi evrimini incelediğimizde ise göreceğimiz şey bu kadar çok insanın bir arada yaşayabilmesi, organize olabilmesi ancak din ile mümkün olmuştur.

    bugün çok severek dinlediğimiz müzik gruplarının, bayılarak izlediğimiz filmlerin, marsa robot gönderebilmemizin, hatta güneş sistemi dışına doğru yol alan sondalar(*:voyager i) yapabilmemiz ancak şehir hayatı, yani yerleşik düzene geçmemiz ile mümkün olmuştur.

    peki günümüzde dinin kullanılması hala gerekli midir? charles darwin evrim teorisini atmadan önce insana dair ne varsa dinle açıklanmak zorunda idi. tabiki de aksini savunanlar tarih boyunca görülmüş olsa da bilimadamlarının, entelektüel kesimin genel kanısı bir yaratıcının olduğuydu. daha doğrusu bunu kabul etmek zorunda idiler çünkü alternatif bir düşünce ortada yoktu. ancak evrim teorisi insan düşünüşünü derinden etkilemiş, değiştirmiştir. bana göre charles darwin'in en büyük başarısı felsefenin tanrıdan kurtulmasına ön ayak olmasıdır. charles darwin'den sonra bilimadamları, sanatçılar, yasakoyucular, kısacası entelektüel topluluk dini prangalardan kurtulup özgür kalmıştır.

    bugün görüleceği üzere dünyada bir çok gelişmiş toplumda din sosyal hayattan gün geçtikçe dışlanmaktadır. örneğin dinin avrupa toplumu üzerinde herhangi bir yapıcı işlevi kalmadığı önermesi gayet doğrudur. ancak özelde yaşadığımız ülkeye baktığımızda kendi adıma bu düşünceyi destekleyemiyorum. maalesef içinde yaşamak zorunda olduğumuz toplum gayet ilkel. herhangi bir felsefi, sanatsal ya da bilimsel bir gelenekten söz etmemiz zor. içinde yaşamak zorunda olduğum toplumun elinden dini aldığımızda bana, sahip olduklarıma herhangi bir tecavüzde bulunmalarını engelleyecek bir değer bu topraklarda bulunmuyor. hoş istanbul bağcılar'da yaşayan biriyim, ateist olduğumu bilseler beni yatırıp kesecek binlerce insan var burada(*:swh).

    dini sömüren de, sömürülen de halinden memnun. olan arada kalan bizlere oluyor.

    edit: yanlış yazım düzeltildi, uyarı için machu picchu'ya teşekkür ederim.

mesaj gönder