• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.64)
bizim büyük çaresizliğimiz - seyfi teoman
bizim büyük çaresizliğimiz, lise yıllarından beri yakın arkadaş olan, 30’lu yaşların sonundaki iki adamın, ender ve çetin’in dostluğunu konu alıyor. uzun yıllar hayatları farklı yönlere giden iki yakın arkadaş, çetin’in yıllar sonra ankara’ya dönmesiyle çocukluk hayallerini gerçekleştirir ve aynı evde yaşamaya başlarlar. tam birlikte yeni bir hayat kurmuşlarken, yurtdışında yaşayan arkadaşları fikret türkiye’de tatildeyken bir trafik kazası geçirir ve annesiyle babasını kaybeder. almanya’ya geri dönmesi gereken fikret, ender ve çetin’den, ankara’da üniversite öğrencisi olan kız kardeşi nihal’in okulunu bitirene kadar, yani iki yıl boyunca, onlarla kalmasını ister.birlikte yaşama hayalleri tam gerçekleşmişken üçüncü birinin eve gelmiş olması ilk başlarda ender ve çetin’i rahatsız eder. ölümlerin travmasını atlatamayan nihal de onlarla iletişim kurmak istemez, ama zamanla birbirlerine alışırlar. aralarında ev merkezli üçlü bir yakınlık oluşur; beraber vakit geçirmeye ve bundan hoşlanmaya başlarlar. bir süre sonra kaçınılmaz olan gerçekleşir; ender ve çetin, birbirlerinden habersiz bir şekilde nihal’e aşık olurlar. bu ortak aşklarını fark etmeleri, ender ve çetin’i birbirinden uzaklaştırmayacak, tersine onların dostluğunda yeni bir sayfa açacaktır..
  1. !---- spoiler ----!

    kitabı okumadım o yüzden ne kadarını yansıttığını ya da yansıtamadğını bilmiyorum film gayet başarılı. ölümü, bir insanın yokluğunu yalın ama etkileyici biçimde göstermiş. ayrıca 'olur' diye düşündükleriniz olmuyor, klişelerden bağımsız olduğunu gösteriyor bu da. ankara tekdüze ve yalınlığını yansıtmış ve içimdeki ankara özlemini de arttırmıştır. ayrıca kanımca filmin en can alıcı ve muhteşem sahnesi ender'in:

    "nihalcim çok isterdim ama yapamam, şiir yazamam. okumak kimilerine yazmayı öğretir, banaysa yazmamayı öğretti. ee şöyle düşünüyorum yani, insanı kendinden geçiren bütün faaliyetlerin nihai amacı, o faaliyeti yapmamayı, o faaliyeti yapmadan da hayata kalmayı öğretmek olmalı. edebiyat da bunu öğretmeli, hatta ibadet de. anlıyor musun?
    ayrıca edebiyatçıların, özellikle de şairlerin güzellikle ilişkilerinin sorunlu olduğunu düşünüyorum. ya ona itaat etmek istiyorlar ya da hükmetmek. güzellikle birlikte uslu uslu yaşayamıyorlar. budalalık değil mi sence bu?"

    bu muhteşem konuşmayı yaptıktan sonra şiiri yine de yazmasıdır. muhteşem ötesi yazmasıdır hatta. eleştirdiğini kendisi yapıvermesidir; aşktan. aşktan. iki arkadaş ne de güzel aşık oluverirler aynı kıza ama hiç mi hiç değişmez aralarındaki samimiyet. nasıl sağlam bir dostluksa. ayrıca yemek yapıyor bu iki erkek. şimdi tekrar düşündüm de. gerçekten çok güzel!

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder