1. ya lise 1 ya da lise 2'yim. ergenliğim aklımdan daha fazla göze çarpıyor o zamanlar. şimdi düşündüğümde asla cesaret edemeyeceğim şeyleri düşünmeye tenezzül etmeden yaptığım yıllar.

    çıktım okuldan ve arkadaşlarımla takılmaya gittim. içiyoruz, sohbet, karara, kikiri vs. ama zekaya bak telefonu kapatmışım ailem ararsa hiç rahatsız olmayayım şimdi durduk yere diye. tam carpe diem yani. neyse efendim okuldan 15.00 civarı çıkmışım. olmuş saat gece 03.00. telefon hala kapalı tabi. iki dakika keyiflenelim dedik bi de anne baba dırdırı mı çekecez değil mi? tabi eve dönerken alttan alttan vurmaya başladı... biraz pişmanlık, biraz yusuf. zili çaldım(hayvan herif hem gecenin üçünde geliyosun hem anahtar taşımıyosun) ve babam açtı kapıyı. dimdik duruyo karşımda ve kıpırdamadan gözlerimin içine bakıyo. yüzünde öyle bir ifade var ki adamı bitirir. 12 saattir oğluna ulaşamamış ve oğlunun sarhoş olduğu her halinden belli. neyse, ömründe bana fiske vurmayın adama "vur baba bana, hakettim bunu" dedim. karşılığında duyduğum, en temiz baba dayağından daha ağırdı herhalde: "oğlum keşke bu yaptığından sonra sana vurabilecek kadar bağ kalmış olsaydı aramızda." ve döndü arkasını gitti. ben oracıkta tükendim. tüm gece salya sümük birbirine karışmış vaziyette geçti. o gün yastığa başımı koyduğumda geçer sanmıştım ama geçmedi. ömrüm boyu da unutamam sanırım bu cümleyi.

mesaj gönder