1. bu bir oldukça neye kızgın olduğu belli olmayan baş karakter ile
    yolda bulunan esrarengiz taş arasında geçen hikayenin devamının
    devamına eklemelerdir anlatılacak olan.
    ...
    bu hayatmekanında sincaplar mevcuttu. eğer sincaplar var olacaksa birtakım ağaçlarda olmalıydı ve vardılar da.
    yerel fabllarda ve kültür ögesinde entelektüel hayvan imgesi baykuşa değil, sincapa üstlendirilmişti. gerçekten de sincap buna uygundur dostlarım.
    öyle ki toplu agaç öbekleri kralı okaliptus, ne zaman gizli fedaisi bal porsuğunu tehlikeli görevlere gark etse entelektüel hayvan sincap'tan fikir almış olurdu çoktan. böylelikle gizli fedai bal porsuğu görevinde başarıya ulaşır ve nesli kalmaya devam ederdi. aksi halde kral okaliptus bazı şeyleri engelleyemeyebilirdi
    çünkü kritik düşünme üzerine bazı eksiklikleri vardır her ağacın: ifade edememek gibi.
    bu acıntı verici durum büyük gelişmiş adamların atalarını incitmişti vaktiyle. bilge konseyi henüz kurulmamış, tek tük kalburüstü kişi bilgeleşiyordu yavaşça.
    bu okaliptus özelindeki kusur büyük gelişmiş adamların atalarının canını acıtmıştı çünkü onlar sudaki akislerinin yanı başında bazen dallar görürdü ve bunu ifade edemezlerdi. kendilerini o dallarla aynı hâlde gördüler akislerinde: çünkü bunu ifade edememişlerdi.
    bu kışkırtıcı hâl ile hemhâl olan bir rastgele kalburüstü kişi ansızın meczup olacaktı. soranlara ''kaybolmadım, zaten kayıp imişim!'' diyecekti. bu enkazla koştu,
    ilk gördüğü ağaca yıkıl dedi ya da yıkılmış bir ağaç gördü. bölün ve küçül dedi ya da bölünmüş ve küçük bir ağacın yanına koşmuştu. bir yanın incelsin ve diğer yanın
    yuvarlatılsın dedi ya da bu kısmı biliyorsunuz. soranlara ''kaybolmadım, zaten kayıp imişim!'' diyordu.
    sonra bu enkazla döndü lifli bitkilere koştu, onlardan lif elde etti. onları ıslattı, sarmallaştırdı; ince ve sert olana kadar. sonra ağaç ve lifi birbirine kattı:
    ifade edememeyi ve ifade edememeyi ifade edebilmeyi birbirine bağladı! bu enkazla icadına sarıldı ve hem de vurmaya başladı. sincap 'enstrüman' diyebildi.

    kritik düşünme üzerine bazı eksiklikleri vardır her ağacın: ifade edememek gibi. işte kalburüstü meczup, onu zemin edinmeyi icat etmiştir.
    ifade edemeyen üzerinden ifadelerde bulunmuştur. işte bu, dağınık varoluş kimliklerinin yapboz analojisini benimsemesidir: nasıl ki parçalar büyük resim uğruna birbirlerine dikta edilmeyi göze almışsa.
    ...
    bu kimilerine göre varlığından asla haber alınamayan hayatmekanı yörüngesindeki gezintiye devam edecekti.
    ...
    yek

mesaj gönder