1. artık yüzün
    yaşlı bir adamın yaşlanmaya başlamış yüzü,
    uzun süredir yolcuların inmediği
    bir hanı andırıyor gözlerin.

    kanlı, akıtan bir sevgiyle örtmüştük yeraltını,
    durgun bir sevgiyle açacağız gökyüzünü,
    senin yüzün
    durgun bir sevginin yıktığı gökyüzü.

    bir boğa getirdim sana,
    soluyan bir boğa değil bu,
    soluk alan bir boğa getirdim sana
    şiirin, güvenin, aşkların,
    sahi, aşkların boğasını,
    çekimser, bekleyen boğasını,
    bu çeşit sıfatların boğasını getirdim.
    aynı boğa, kolunun altından geçen

    tek başına yaşadığın süreyi
    bir bıçağın ucuyla olympos arasında.
    hadesden kaçırdım onu, bak,
    biraz yaralanmış, biraz zincire vurulmuş,
    senin zincire vurulmuş yüzün
    durgun bir sevginin yıktığı gökyüzü.

    elinin perdeleri iniktir bu akşam,
    iki martı kuşunun yerleştirdiği
    senin sigarayı ürkekçe tutan,
    gittikçe titremeye alışan,
    üstünde dövmeler belirmeye başlayan
    ellerine, iki kuşun yerleştirdiği
    akla gelen her çeşit perdeler
    iniktir, solmaktadır bu akşam.

    boğanı geri getirdim sana.
    biraz kanı çekilmiş, ama iyileşir
    senden ve güneşten çelik bir mancınığın
    fırlatacağı ateş toplarıyla.
    irmaklarda dolaşan bir ateş topu yüzün.

    boğanı geri getirdim sana.
    hadesden, içimin evinden kaçırdım,
    göğsümün kurumuş mürekkebinden.
    senin için kaçırdım, yalnız senin için,
    senin sahici gözlerin için,
    senin sahici yüreğin için,
    dağıtan, aşklanan yüreğin için,
    senin sahici yumruğun için,
    senin için kaçırdım boğayı, sana.

    akşamdır, iniktir elinin perdeleri,
    bileğin, bir sigaranın düşmeyen külü,
    tırnakların, devlerin çiğnediği birer bitki,
    ucuzlamış uzun bir cekete benziyor parmakların

    heraklesi bile titretir güçlü parmakların,
    istesen dünyanın bütün tüfekleri,
    yayları, hançerleri bir büyük testi olur,
    güneşi doyuran bir büyük kaynak.
    istesen mitologya yeniden yazılır,
    tunç bir dağa oyulur terli omuzların.
    senin terli omuzların ilerde ara sıra
    bazı şeyleri kopararak içinden
    usulca durgun sevgimi hatırlayacak.

    gören bir soyguncu diye adlandırır seni,
    oysa sen, yaşamanın iyiliksever soyguncusu,
    toprağın, duyguların, çıkışların haydutu,
    ürkekliğin, içtenliğin yol keseni,
    yalansızlığın, açıklığın korsanı
    sevincim, sevincin, hüzünlerin eşkıyası,
    bir bardak birada ağlamanın haramisi,
    gören de bir harami diye adlandırır seni,
    yıllar sonra sert çizgilerini anar.

    akşamdır, iniktir elinin perdeleri.
    çocukların koşuştuğu bir avludur kalbin;
    dilsiz, ama ağlamasını bilen çocukların
    gökten geçen leyleklere bakması kadar
    sessizdir kalbin.

    işte, sana bırakıyorum boğayı
    hades beni bekliyor, dönmeliyim;
    sen de beklenir birisin, unutma,
    kendinin bekleyicisi, kendinin tuhaf bekçisi,
    çık güneşe, yeni bir ateş kur
    herkesin, ama yalnız ikimizin boğasıyla.

    !---- spoiler ----!

    ülkü tamer'in en sevdiğim şiiri.

    !---- spoiler ----!
  2. "sen de beklenir birisin, unutma "