1. akp'nin iktidara gelmesinden sonra senelerce akp'yi yağlayıp ballayan, özellikle de iç politikada millete akp'yi sevimli gösteren ve özelleştirmeleri, batı tandanslı dış politikayı, çözüm saçmalığını, ergenekon-balyoz davaları facialarını bu millete yediren entel tiplerdir. akp'nin medyadaki entelektüel görünüşlü ve birikimli insan eksiğini tamamlayan liberal grupların bir parçasıdır altan kardeşler. daha bunlara hasan cemal gibiler filan da eklenebilir de onlar ayrıca yazı konusu. demokratikleşme, özgürlükler, muhafazakların hakları gibi saçma sapan tartışmalar atıp milleti yediler senelerce. ordudaki ulusalcı, milliyetçi, avrasyacı kesimleri hep öcü olarak gösterdiler. akp'li olmayan kesimleri bile buna inandırdılar senelerce. liboş kavramı boşuna doğmadı bu ülkede.

    2003'ün mart ayında ırak tezkeresi geçmediğinde sorumlu abd tarafından türk ordusu olarak gösterildi. çok sürmedi ırak'ta türk askerinin başına çuval geçirildi. ta 90'larda abd büyükelçileri, cia istasyon şefleri laikliği, kemalizmi, ulusalcı yapılanmayı bu ülke için tehdit gösterirken çözüm önerisi olarak ılımlı islam'ı sunuyorlardı. bu ılımlı islam'ın devlet yapılanmasındaki ana unsuru fethullah gülen cemaati oldu. yasama ve yürütmede, yani görünen iktidardaki ana unsuru ise akp olmuştu.

    2007'deki e-muhtıra olayında neden acaba yaşar büyükanıt geri adım attı. neden acaba daha sonraları dolmabahçe görüşmesi adı altında recep tayyip erdoğan ile görüştü ve bu ölene kadar sır olarak saklanacak bir konu dendi? gariptir ki 2007'de cumhuriyet mitingleri on binleri sokağa dökerken bir pankart ortalığı karıştırmıştı. o pankartta ordu göreve yazıyordu. o isim, resimli videolu görüntülenmişken neden acaba mahkeme kimliğini belirlemek mümkün değildir diyerek davayı sonlandırdı? o isimler cemaate yakın kişilerle sonradan görüntülendi mi acaba? bunların hepsi bilinen şeyler. herkes haberdar bunlardan. daha neler neler sayılır. bunca olay olurken altan kardeşler cemaatle de akp ile de iyiydi ve ülke o zamanlar 'bağırsaklarını temizliyordu'. demokrattı, ordu vesayetinden kurtuluyordu. pırıl pırıldı ülke!

    şimdi içerideler. yıllarca ordu içinde nefret ettikleri, aşağıladıkları, darbeci, vesayetçi dedikleri paşalar bugün dışarıda. avrasyacı olmanın suç ilan edildiği, milliyetçi olmanın, ulusalcı olmanın(aslında hepsindeki ortak ideal anti emepryalist bir çizgiydi) aşağılık gösterildiği o dönemlerdeki başaktörler bu insanlardır. ha onlara bir hukuksuzluk varsa kim savunacak? o aşağıladıkları ulusçu, anti-emepryalist çizgideki insanlar olacak. o beğenmedikleri ve vesayetçi dedikleri chp(chp'li değilim) dışında onlara hukuksuzluk yapıldığında ses çıkaracak hiçbir parti yok. hayat gerçekten çok garip.
    ae
  2. saçmalığın daniskası. ben o programı izlemiştim. ahmet altan kemalistlerin darbe yapma ihtimalindan bahsetmişti, fetönünkinden değil.

    altanlar hâlâ ergenekon saçmalığına inanıyor ve bu kesimin darbe yapacağından şüpheleniyorlardı. ama bu durum onların fetö darbesini önceden bildiklerini göstermiyor.

    umarım en kısa zamanda serbest bırakılırlar.
  3. hâlâ daha ergenekon üzerinden eleştirilen kardeşlerin tutuklanması olayı.

    yahu arkadaş, bu altanlar ergenekon'daki işleri yüzünden tutuklanmadı. darbeyi önceden bilmekle ve darbeyi çağrıştıran sübliminal mesajlar vermekle suçlanıyorlar.

    hâlâ daha temcit pilavı gibi ergenekon'dan dem vuranlar var. ergenekon için yazdıkları ayrı bir eleştirinin konusu. ama bugün “sübliminal darbe mesajı vermek” iddiasıyla tutuklanan bu adamları savunmak durumundayız. altanlardan hazzetmesek de, sevmesek de tutuklanmalarına karşı çıkmalıyız.

    ayrıca “türkiye bağırsaklarını temizliyor” cümlesi bülent arınç'a ait. niçin ısrarla altanlar'a atıf yapılıyor, bu da ilginç bir konu.