1. annemlerin tayini izmir'in bi köyüne ciktigi icin ilkokulu köyde bitirdim. lojmanda kaliyorduk, ev ile okul ayni bahce icinde. 9daki derse 10 dakika kala uyaniyorum öyle bi rahatlik. babam müdür yardimcisi, annem de ögretmenimdi. zaten ilk zaman toplamda 4 ögretmen vardi.. birinci sinif iskence gibiydi kimse tarafindan sevilmiyordum ve cidden zorbaliga ugruyodum kimse benimle iletisime girmiyor, oyunlarda dislaniyorum falan cok zor bi zamandi. sonra sonra artik kabullenilmeye baslandim ve kelimenin tam anlamiyla bi sokak cocuguna döndüm. yasitim kizlar evinden cikmazken benim tek arkadaslarim biraz klasik ama erkeklerdi..

    bisiklette arka iki tekeri attiktan sonra tam bi bisiklet serserisi haline gelmistim. okul 3te bitiyordu, eve geliyordum isik hizinda ödevlerimi yapip yemegimi yiyip bisiklete zipliyodum. emektar bisikletimin frenleri kopmus aldigi darbelerden yamuk yilik gidiyodu ama asla beni yari yolda birakmiyodu canim kizim.

    o zamanlar bir de köpegimiz var, ates. asiri iri, görenleri kacirtan cinsten ama asiri sevecen bi kangal:') kapimizin önünde beklerdi saati gelince evin biraz ilerisindeki agila giderdi.

    evin cevresinde oturan benden kücük bi cocuk vardi asla bana kani isinmadi, oyunlarda o istenmese de onu dahil ettirirdim ama yine de beni sevmezdi. bi gün bilye oynuyoruz ben bunun bütün bilyelerini üttüm. haliyle bana iyice uyuz oldu o gün ve bisikletimi kacirdi. canim kizim, emektarimi gözlerimin önünde aldi götürdü ve bi duvara toslatti. ben delirdim tabii, saldirdim buna firlattim bütün bilyeleri. sonra bana nasil kinlendiyse gitti babasini cagirdi. adam bagira bagira pesimden kosturuyor ben hem agliyorum hem kaciyorum ama bir yandan da aklim bisikletimde ve bilyelerimde. kendi canimdan cok bisikletimin akibetine üzülüyorum. en son evin orda atesi cagirdim adam beni, ates adami kovaliyor, bahcedeki bütün cocuklar sok kimse bisey yapamiyor, bagiramiyor bile. o adam hep bagirdigi icin, sesi bize kadar geldigi icin annemler dikkate almadi sanirim eve kosunca anladilar durumu. babam adamla görüsüyor, annem atesi tutuyor, ben de bilyelerimi ve bisikletimi güvenli bölgeye getirmeye calisiyorum..

    ertesi gün okuldan sonra cocuk, annesi ve babasi geldi kapiya, kadinin elinde bir tepsi börek, cocugun elinde bir tepsi kek. kadin annemden özür diliyor, adam babamdan. cocukta hala tik yok bana nefretle bakiyor.. o olaydan sonra bi daha asla cocukla hicbi sekilde iletisime gecmedim. aradan 10-11 yil gecmesine ragmen hala her karsilastigimizda adam ve kadin bana mahcup bi sekilde bakar, cocuk nefretle bakar..
  2. hafızamdan tamamen sildigimi zannediyordum, meğer ne çok şey yaşamış ve hissetmişim. 9 yaşında çantama ekmek koyup, o yüksek sıradağları "keşfe" gidiyorduk kuzenimle, ilk defa kartal, ilk defa yılan gördüğümüz vakitler.. keşfettiģimiz güzel göller, hayvanlarla iletişimimiz.. vay be. insanıyla doğasıyla ne çok anım varmış benim. bu gece konuştukça hatırladım. ata binmek, kuzulara gitmek, mağarada dayımın anlattığı antik yunan efsaneleri, pantolonlara yazılan ahmed arif şiirleri, şarkılar, kavgalar, eski ermeni yerleşkelerinde oyun oynamak.. ne güzel bir çocukluk geçirmişim.
  3. hiç unutmuyorum 4. sınıfın başlarıydı, teneffüse çıkmıştık çok susamıştım ayaklarımı iki sıranın arasına koymuş ayakta su içiyordum , hoca geldi "napıyorsun sen" deyip tokat attı o gün bu gündür oturarak su içerim.
    gunez
  4. 3.sınıfta yeni bir okula gitmiştim sınıfta bir çocuk vardı adı ahmet sınıfın haylaz yaramaz zorba çocuğu.ailesi bunu neyle beslediyse artık hepimizden 2 kat uzun 2 kat güçlüydü.sürekli beslenme çantamdaki meyve suyumu alıp patlatırdı aldın bari iç niye ziyan ediyorsun şerefsiz.gücüm yetmez hiçbir şey yapamazdım.

    zamanda geriye gitme olayı olsa hayatımın bu anlattığım noktasına gider o çocuğu iyice benzetirdim.ilkokul yıllarımdaki öz güven eksikliğim de büyük rol oynadı.
  5. bi gün arkadaşım gelmişti eve gidicekti,bende uğurlamak için merdivene kadar inmiştim,ayakkabılarını giyiyordu,bi espri vardı,hatırlamıyorum ona gülmeye başladık,o güldükçe ben gülüyorum,ben güldükçe o daha da gülüyor,ikimiz de dur yapma nolur karnım acıyor derkeen arkadaşımın ayaklarına baktım garip bişeyler olduğunun farkındaydım...
    (bkz: gülmekten altına yapmak)

    çok eğlenceli biri olduğumu bi kez daha hatırladım.
  6. andımızı çok ruhsuz okudum diye sıradaki çocuklardan biri bana küfür mü ne etmişti. üzülmüştüm baya.
  7. oturduğum mahallede vakti zamanında diyarbakırlı bir kız vardı, bize göre epey iri ve gelişmiş biriydi. bizle oynamaz sadece arada laf dalaşı yapardı. ufak tefek fiziksel şiddet de uygulardı ama hiçbizaman arkadaş grubu olarak birleşip de şu kızı dövelim mevzusu olmazdı, 10 kişi de dalsak kız bizi çiğ çiğ yerdi. allan ayısı.

    neyse birgün ip oynuyoruz, habire ipimize karışıyor. yapma diyorum anlamıyor. ben epey sinirlenmeye başlayınca bunu ittirdim. yapma lan yapma diye bağırmaya başladım. iyi bi dayak yicemi anlayan diğer kızlar yavaştan tüymeye başladı. kaldım mal gibi ortada. upuzun da saçları var, o an ne yapabileceğimi düşünürken tuttum bunu saçından kafasını aşağı kadar çektim. saçı bıraktığım an kaçıcak yer arıyorum, eve koşmayı tercih ettim. tam apartmana giricem anne anne die bağırıyorum ki kapıyı açsın. zile yetişemiyordum, en üst katta oturuyorduk. o an da annemin namaz kılacağı tuttu. benim ayı da arkamdan koşturuyor, yakaladı beni apartmanda. önce kafamı tutup apartman duvarına yüzümü vurdu. sonra dışarı çekti. ama kendimde değildim, bir de dışarda kafa attı bana, burnum kırıldı. sonra anlayamadığım bi şekilde, süreyi de hala bilmiyorum, annem aşağı indiğinde bi arabanın altından çekiyordu beni. hani kız nası arabanın altına soktu hatırlamıyorım ama oluk oluk kanıyor burnum. annemin tavrı netti. yüzüme baktı, yanağıma hafif de olsa bi tokat geçirdi, niye mahallenin kızlarıyla kavga ediyormuşum.

    hastanede çubuklarla kemik oturtma kısmı vardı, allah düşmanımın başına vermesin. acıyı tarif edemem.

    o ayının bana bıraktığı bir yamukluk var burnumda. o kızı tekrar görsem öldürürüm de, iyileşme sürecimde mahalleden taşınmışlar. arada facede aratıyorum, eğer bulursam, gerçekten canına okucam.
  8. anaokulunda ranzada öğle uykusuna yatarken (yatış düzeni karışık oluyordu artık kim nereyi bulursa) üstümde eğer kız varsa alttan okşamak bu anılara bir örnektir.

    ranzalar tahtadan değil de kumaşımsı bir malzemeden olduğu için az da olsa okşanabiliyordu.

    bir de kızlar arasında popüler olduğum için şikayet eden bir kız da çıkmamıştı.

    işin daha da utanç verici kısmı benim bunu hipnoz esnasında anlatmam ve hipnozu uygulayan terapistin seanstan sonra "sen nasıl böyle düzgün bir adam olabildin? çok rahat tecavüzcü çıkarmış senden aslında" demesi ve olayı bana anlatması.

    buradan aleyna tilki isimli o kıza sesleniyorum. senin ilkokulda fanların varsa benim de anaokulunda vardı bebeğim.