1. biber gazı oley...

    bu başlıktaki entrym silindi. her saat başı entry giricem hadi bakalım.
  2. bir ruh meselesi olarak değil kudret meselesi olarak gördüğüm "hatırlatma". bu yüzden her kesimden insan dahil oldu, özü anarşist olan da kapitalist olan da konvers giyen de sarık takan da o ya da bu farklı öze sahip herkesin dahil olabileceği bir birim kudret ortak payı bulduğu için çelişki içermeyen bir harekettir. amaç iktidarın muktedir olmak olmadığını ve öz ile kudretin farkının hatırlatılmasıdır.

    klasik mantıkta (thomas hobbes'a gelene kadar) mesele bir öz meselesi idi, bireyleri kuşatan bir özleri vardı ve toplum bireyin doğasından önce geliyordu. bireyin bu doğrultuda topluma karşı ödevleri vardı hak elde etmek için ödevi yapmak gerekiyordu. ve son aşamada iyi ve kötüyü ilan eden bilge-iktidar vardı.(kilise, imparator ya da.her kimse).

    velhasıl hobbes dedi ki bu bir öz meselesi değil kudret meselesidir. toplumdan önce bireyin doğası gelir, toplum sözleşme ile kurulur. (bkz: toplumsal sözleşme) hak elde etmek kudretle ilgilidir ödevle değil. ve en önemlisi hiçbir kişi ya da kurum iyiyi ve doğruyu ilan edecek yetkinlikte değildir. (beyaz gargamel eleştirisi üzerine buraya ek yapıyorum: hobbes buradan yola çıkıp iktidarin tirana(leviathan) devredilmesi gerektiğini, toplumun aksi halde anarsizme meyil edeceğini falan söylüyor. fakat ek olarak köşeye sıkışma durumunda halkın iktidara karşı direnecegini ifade ediyor. benim ifade etmek istediğim kudrete sahip bireyin toplum sözleşmesini bir kenara atıp tirana direnme kısmına geçmesi durumudur. yani oradaki herkese göre oradaki herkes halktır, bir öze ait kimseler degil kudrete sahip olan herhangi birileridir karşıda ise çoğunluk degil temsilci iktidarın bizzat kendisi vardır)

    işte meşhur gezi ruhu meşhur iktidara muktedir olmadığını, vatandaşın toplumsal bir tekil öz değil, bir kudret birimi olduğunu, hakkın ödev yaparak değil kudret ile elde edileceğini ve kendisinin onları sevk etmeye yetkinliği olmayacağını hatırlatmıştır.
    abi
  3. 2013'te başlayan bu ruhun intikamını o yılın biber gazları ve joblarının yanı sıra 2015'te ve 2016'da patlayan bombalarla almaya çalıştılar.
  4. gezi ruhu iyi hoş güzel ama neden geçmiştekilerle övünmek ve özlemle anmak yerine yenisini oluşturmak için mücadele etmiyoruz merak ediyorum açıkçası...

    yoksa günümüzde o zamankinden daha mı iyi bi türkiye'de yaşıyoruz acaba?

    -hiç sanmıyorum...
  5. üçüncü köprü ve üçüncü havaalanı için kesilen sayısız ağaç için tepkisiz kalmış olandır.
    aksaray için kesilen binlerce atatürk orman çiftliği ağaçları için tepkisiz kalmış olandır.
    yırca köyü'nde kesilen binlerce zeytin ağacı için tepkisiz kalmış olandır.
    artvin'de maden için kesilecek binlerce ağaç için tepkisiz kalmış olandır.
    ensar vakfı'nda onlarca çocuk istismar edildiğinde tepkisiz kalmış olandır.
    9 yaşındaki çocuğa onlarca kişi yıllar boyunca tecavüz ettiği ortaya çıktığında da tepkisiz kalmış olandır.
    başkentin ve istanbul'un göbeğinde bombalar patlarken yine tepkisiz kalandır.
    her gün onlarca mehmetçik şehit edilirken tepkisiz kalmaya devam edendir.
    ve daha niceleri için tepkisiz kalmaya devam edendir.

    yani çoktan sönmüştür.
  6. yaptık gene yaparız
    mutlu
  7. şu dönemde, türkiye'nin ihtiyacı olan bir ruh. biz türk halkı, kadını-erkeği, birlikte hareket edip güç kazandığımızda öyle güzeliz ki.
  8. acaba gezi olmasaydı şimdi nasıl bi ülkede yaşardık diye düşündünüz mü?
    jedi7
  9. isyan, sevgi, saygı, yardımlaşma, gurur dolu, özlediğimiz ruhtur.

    hepimiz farklıydık birbirimizden ama bu insanlığa dair isteklerde buluşmamıza engel değildi. siyasi görüşlerimiz için değil, özgürlüğümüz için bir araya gelmiştik. içimizde kocaman bir sevgi vardı, birbirimize, doğaya ve hayvanlara gösterdik sevgimizi. sevmeyi bilmeyenler bizi anlamadı. insanları ayrıştıranlar, farklılıklardan nefret yaratmaya çalışanlar karşımızda durdu. pes etmedik. o kışlayı oraya diktirmedik. yeri geldiğinde apolitik denilen gençliğin zeka ve mizahla sokaklara çıkacağını gösterdik.

    yitirdiğimiz canlara üzülüyorum bir tek, onlar hala aramızda olsalardı, bilmeseydik isimlerini, hep gülerek hatırlayacaktım gezi günlerini. ama elimde değil, ali ismail'in o gülen yüzü gitmiyor gözlerimin önünden. berkin'in 16 kiloluk bedeni çıkmıyor aklımdan.

    unutursak kalbimiz kurusun.