1. amerika birleşik devletleri'nin -çok uluslu bir yapıya sahip olduğundan- yerine "vatanseverlik" düşüncesini koyduğu ideoloji. bütün ülkelerde vardır bu milliyetçilik ama ülkemizde savaş zamanı asker toplamak ve hükümetin kirli işlerini başkalarına yaptırmak dışında ne işe yaramıştır bilemem.

    bir kişi de "ben milliyetçi bir insanım. elin elon musk'ı uzaya roket gönderirken ülkemin buna seyirci kalmasına izin veremem. derhal çalışmalara başlamalıyız" dese keşke...
  2. geleceği belirsiz bir dönemde ırkları bir güvenlik olarak gördüklerinden dolayı, ırka yönelik savunma mekanizması geliştirenlerin sığınağı. benedict anderson'un dediği gibi geçmişten gelen bir şeyle ilgili değil, yaklaşan gelecekle ilgilidir ırk. otokton bir kitle birtakım sert çeperler gerektirdiğinden de olabildiğince katı sınırlar ortaya çıkıyor düşüncede. bu düşünce ereksel olduğu kadar vulgar olmaya da mahkum. bu tip kabaca düşünüş diaspora ırk oluşturmaz demeye gider. şiddet de burada başlar zaten. sosyal antropolojinin insan bir ırkın üyesi olarak doğmaz kuralını bilmeyen ateşli savunucuları anlamsız geliyor dışarıdan bakan için. insan hakları ırksal haklardan önceliklidir diyen arendt okutulmalı.

    büyük kitlelerin kapıldığı bu düşünceyi de burada böyle iki satırla analiz edemeyiz elbette. herkes fikrini söylüyor. ama objektif olarak da milliyetçi olunabilir. ahlaki gücü kitleye dayandırmak da yanlış zannımca. yani kimi kitlelerce evet doğrudur deriz. ama genelleme yaparken yanlışlanamaz bilgi sunuyormuşçasına davranamayız. özellikle insanların şu görüşe sahip kişi adam değildir gibi söylemleri varken milliyetçisi de bireycisi de tehlikeli bir hal alıyor. nefret söylemine dönebiliyor her an her şey. dozunu iyi ayarlamak gerekiyor.
    ufak da bir not düşeyim milliyetçilikle feminizm hiçbir zaman barışamamıştır. bu yüzden kadın hakkı deyip bir yandan da milliyetçilik diyen insanı yadırgıyorum haliyle.
    sezgi
  3. son olarak çomarı tank önüne sürmek için kullanılmış gazlama yöntemi. din, laik devletlerde yeterli gazlamaya imkan vermeyebilir. ama ara gazı olarak şahanedir.
  4. hiçbir zaman benimsemediğim ideoloji. hatta hükümete öfkem artarken insanlığa duyarlılığım, vatana bağlılığım ve millete saygım azalıyor. umutlarım tükeniyor.

    milliyetçi biri olmadım hiç, sosyalist de değilim. dindar hiç değil. biz milletçe sevişenleri öteleyelim, ağlayanlara güçsüz diyelim, umursamayalım. bizden olmayana empatiye gayret edelim ama yargılarımız peşimizi bırakmasın hiç.

    insanız değil mi? insan olmak dilimizde ezber bizim. varsın yok olsun neslimiz. kuruyup gidelim, kazıyalım köklerimizi. asimile olalım. biz bizeyken çok kötüyüz.
    creep
  5. orijini fransa olan ideolojidir.
  6. atatürk ilkeleri'nden birisidir. kısaca millî benlik oluşturma ve bu benliğin bilinciyle hareket etme prensibi olarak özetleyebiliriz. millî benlikten kasıt ortak ulusal değerlerdir.

    türkiye'de türkçülük, turancılık, osmanlıcılık, faşizm, ırkçılık ve devletçilik gibi başka başka kavramlarla doğrudan karıştırılır veya dolaylı olarak birlikte anılır. atatürk ilkeleri'nden bir diğeri olan devletçilik ilkesi ile karıştırılması bile bu konuda ne denli ideoloji karmaşası içersinde bulunulduğunun bir göstergesidir...

    atatürk ilkeleri tıpkı bir yapbozun parçaları gibi birbirini tamamlayan farklı farklı prensiplerdir ve burada özellikle belirtmek isterim ki, atatürk, milliyetçilik (ulusçuluk) kavramını bir ideoloji olarak değil, bir "prensip" olarak ortaya koymuştur! (bkz: ideoloji nedir? prensip nedir?)

    milliyetçilik, iktisadî, bilimsel, hukuksal, sanatsal, yazınsal, vesair hemen her alanda kendi ulusal ürünlerini ortaya koymayı ve buna önem vermeyi, sahip çıkmayı öğütler. ve burada kendi millî değerlerine sahip çıkmak, demek değildir ki başka ırklara, kültürlere ya da milletlere özgü değerleri aşağıla ya da bir kenara at.

    açıkçası işbu başlıkta daha önce yapılan yorumların birçoğunu dehşetler içersinde okudum!