• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.20)
tereddüt - yeşim ustaoğlu
istanbullu genç bir kadın psikiyatrist olan şehnaz, bir taşra kasabasında mecburi hizmete başlar. istanbul'da hiçbir şeyin eksik değilmiş gibi göründüğü dünyasında, başarılı ve karizmatik kocası cem ile kusursuz gibi görünen bir evlilik sürdüren şehnaz, bir yandan da çalıştığı kasabada yerleşik bir düzene geçmeden yaşayarak her hafta sonu istanbul'a gidip gelir. her hafta yapılan bu ziyaretlerin arkasında aslında derinde yatan bir mutsuzluk, kırılgan bir cinsellik ve ötelenmiş korkular vardır. 16 yaşındayken zorla evlendirilerek sahil kasabasına getirilmiş elmas'ın hayatı ise kayınvalidesinin bakımı, kocasının arzularını zorla yerine getirdiği, üzerine çok erken yaşta yüklenen bunaltıcı sorumluluklarla geçer. fırtınalı bir gecenin sabahında yolları kesişen şehnaz ve elmas beraber yeni bir kapı aralayacaklardır.


  1. merakla bekliyordum sonunda izleme fırsatı buldum. hayalkırıklığı diyemem ama pandora'nın kutusu'ndan, araf'tan sonra aradığımı bulamadım diyebilirim

    film sık sık ele alınan bir konuyu, farklı statülerden kadınların mağduriyetini, erkek egemen toplumun kadınların başına ördüğü çorapları ele alıyor. bu geniş başlıkların altında çocuk gelinler de; modern, eğitimli orta-üst sınıftan kadının tatminsizliği de kendine yer buluyor her nasılsa. konu kulağa epey klişe ve "festival filmi hassasiyeti" gibi geliyor ama şahsen ben izlemeden önce yeşim ustaoğlu "olaya bir de şu açıdan bakarak" farkını ortaya koymuştur gene de diye düşünüyordum.

    valla ne yalan söyleyeyim pek öyle olmadı. güzel görüntüler eşliğinde sanat filmlerinin klişeleşen buhranlı karanlık atmosferinde mağduriyetler hakkında aynı şeyleri mırıldanıp durdu film.

    ana karakterlerden elmas bir kamu spotundaymış gibi yalnızca "çocuk gelin" olarak kaldı. karakter tam yaratılamamıştı sanki. mağdur olmak dışında neler yapar, kimdir, neleri sever hiç bilemedik. hele yan karakterler sanki sahneye girip çıkıyor gibiydiler sadece.

    ecem uzun'un ödüllü oyunculuğu çok yorucu geldi bana. çok fazla çırpındı sanki. evet gayretliydi. o yükselen çırpınan hali bazı sahnelerde gerekli ve yerindeydi. fakat biraz doz aşımı olmuş gibi. diyalogları bir tiyatro oyunu için yazılmış gibiydi, fazla muntazamdı. telaffuzu, tonlaması da aynı şekilde canlandırdığı karakteri yansıtmayacak kadar düzgündü.

    !---- spoiler ----!

    yönetmenin röportajlarından da anlaşılabileceği gibi filmin statü tanımaksızın kadın olmanın sıkıntılı hallerine değindiği ortada. sıkıntı, acı söz konusu olduğunda da ayrılmak, gitmek, uzaklaşmak salık veriliyor. fakat atlanan noktalar da var gibi. şehnaz gibi bir karakterin gitmek için arabasına atlaması yeterli geliyorken, elmas'ın gitmek için önce geride kalacakları yok etmesi, öldürmesi gerekiyor. bu "aynı hallerin" aslında birbiriyle hiç alakası yok. ve bana kalırsa dertleri yarıştırmak ne denli saçmaysa bu yaratılan iki kadın karakterin filmde ele alınan sıkıntılı durumlarının bir başlık altında ele alınması da epey yersiz.

    !---- spoiler ----!

    izlemeye değer bir yapım, benim puanım 6.5. trailer