1. pedofili karakterin sempatik kılınması.
  2. yapımcılarda olan; komedilerde laz şivesinin çok komik olduğu kanısı, fırtınalı aşk koymazsak millet izlemez kanısı ve genellikle dizinin uzatılması için yapılan dakikalar süren içi boş diyaloglar veya slow motion efektleri.
  3. reklam verenler tarafından yazılan senaryolar neden olmaktadır. giyim markası reklam verirse herkesin güzel ve şık olması gerekir.gösterişli mekânlar şarttır. kalitesizliği birazda bu etkenler sağlamaktadır.
  4. bizzat türk izleyicidir.

    izleyici kaliteli olsa böyle saçma sapan şeyler tvde, sinemada barınamazdı.

    1966 yapımı star trek izliyorum, o dönemdeki teknolojiye rağmen hem teknik hem oyunculuk sen senaryo yönünden bizim dizilerden bin kat iyi.
  5. zengin, fakir, aşk bermuda üçgeni içerisinde geçen televizyon işkenceleri. senaryo, diyalog, oyunculuk aramak bu diziler için iyimserlik olacaktır. mantıksız olay örgüsü ve zevksiz dizi müziği de eklenince şaheser (!) türk dizisi üretmek zor değildir. nasıl olsa günün yarısını tv izleyerek geçiren milletiz elbet alıcısı olacaktır.
  6. dakikada on "zinhar"lı kış döneminden,saatte elli "hadi gari" li yaz dönemine doğru yelken açtığımız şu günlerde (bkz: yeditepe istanbul) ´u, (bkz: şaşıfelek çıkmazı) ´nı özleten kalitesizliklerdir.
  7. flash tv söz konusu değilse türk dizilerine can feda dediğim başlık.
  8. memleketin her yerinden kalitesizlik akmakta. yozlaşma malum parti yüzünden yıllar içerisinde her yere sirayet etti. halk hep aynıydı, ancak memleketi yönetenler kaliteli olduğu için yozlaşma bu kadar yaygın değildi, izin verilmiyordu yani.
    eğitimsizliği, kalitesizliği, arebesk kültürünü öven, eğitimli, entellektüel kişileri hor gören bir zihniyetin yıllardır yönettiği ülkede dizilerin de ortama uyması normal.
  9. kısa ve net olarak açıklayayım. şimdi 1 dizi dışında hangi diziyi izlemeye kalksam sonra ki sahnede ne olacağını karakterlerin hangi kelimelerini kullanacaklarını iyi bir isabet oranı ile biliyorum senaryolar olay örgüleri falan hep aynı az yaratıcı olun.
  10. dizilerin 120 dk olmasıyla alakalı birçok sorun var. dizilerin süreleri kısalırsa birçok kalitesizlik kaybolacaktır. çoğu yerli dizide popüler şarkılardan klipler hazırlanmakta bu klipler dizinin içerisinde slow motion görüntülerle beraber verilmekte. süreyi tamamlama çabasından başka bir olay değil.

    senaryonun pusulası yapımcının reyting kaygısı dolayısıyla elde edeceği reklam gelirleriyle mıknatıs ne taraftaysa o tarafa yönelmekte.

    kısır konular ve zengin fakir aşk üçgeninde çoğu zaman kötü niyetli insanlar tarafından kavuşamayan, entrikalardan başı dönmüş ancak fönlü saçlarıyla uyanan bir abartılıkla incecik güzel kadınlar. her dizide abartısız olarak bir zenginlik özendirmesi görüyoruz. kötülüktür bu. evet yapımcılar işi ancak böyle satabilir çünkü toplumumuz zenginlik hayali içinde yanıp tutuşmakta. ancak onların hayallerinde bir zenginlik tanımı olmadığı için onlara bu zenginliğin nelerden oluştuğunu göstermek istiyorlar. sürekli abiye kıyafetlerle evde dolaşan akşam yemeklerini uzunca bir masada yiyen ve hizmetçileri olduğu bir evi kimler hayal etmedi? evet bu topluma kötülük yapılıyor. sadece bu bir örnekti buna benzer yüzlerce iş bulmak mümkün.

    şu anki dizilerde yazan birkaç arkadaşım var, hepsi canavar gibi. yaratıcılıkları ve yaklaşımlarını takdir ediyorum. düne kadar karınları açtı bu arkadaşların şimdi birazcık kazanmaya başladılar umarım sürdürürler bu işlerini, tutunmaktan başka çareleri yok.

    set ekibi yılmış durumda zaten, deli gibi çalışıyorlar. çalışmaktan başka çareleri yok. her hafta 2 saatlik bölüm çıkarmak kolay iş değil. haftanın en az 6 günü çekimdeler. çalışma saatlerini söylemeye gerek yok sanırım. bilen bilir setlerde çalışma saati olmaz. planlar bitmeden paydos olmaz çünkü.

    uzun süre bu düzenin değişmeyeceğini düşünüyorum. kendi kendini bitirmedikçe de daha rezalet şeyler tv'de görülecektir.