1. kendimi bazen pamuk şekerin etrafına dolandırıldığı tahta çubuk gibi hissediyorum.

    etrafıma türlü dolaplar döndürülerek ilmek ilmek yapıştırılmış mutluluklar bir bedel karşılığında bizi yapan usta tarafından haketse/ haketmese birilerinin eline emanet ediliyor.

    kendisine emanet edilen etrafı mutlulukla çevrili bu gariban tahta çubuğu alelade bir nesneyi yere düşmesini umursamayacak şekilde sadece 2 parmağını kullanarak tutan yaratılmışların en aşağılığı olması muhtemel şımarık insan mahlukatı tarafından aç gözlülükle ve hırpanice büyük lokmalar şeklinde koparılan mutluluk; koca lokmanın ağızda dağılıp gitmesiyle kimseye yar olmuyor.

    elde kalan bir tahta çubuk, bir mutsuz insan. olansa aslında hiç varolmadığını kanıtlarcasına ilk fırsatta eriyip giden mutluluğa oluyor. halbuki gereksiz yere dokunulmasa, hem uzaktan görenler bu çubuğun etrafı mutlulukla çevrili sanıp bir nebze huzurla geçip gidecekler yanından ve de hem hangi kavaktan yontma bilinmez bu gariban çubuk etrafı toz pembe hùlyalarla çevriliyken kendini mutlu zannedebilecek.

mesaj gönder