1. 31 mart 2015 tarihinde cumhuriyet savcısı mehmet selim kiraz'ın (sadece berkin elvan'ın savcısı olarak bilinmesi haksızlık kendisine) dhkp-c örgütüne bağlı iki kişi tarafından berkin elvan'ı öldüren polislerin adını vermesi için rehin alınması ve sonrasında öldürülmesidir. burada genel sorulara da cevap vermek gerekiyor:

    1. çağlayan'a elini kolunu sallayarak nasıl girdi?
    avukatlık kanunu'na göre avukatların üstü veya çantaları özel bir izin olmaksızın aranamaz. burada amaç hukukun güvenliği, müvekkil gizliliği ve bağımsızlığın sağlanmasıdır. dhkpcli iki kişi avukat cübbesiyle girmiş deniyor. burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: avukat cübbesi bir kimlik değildir. ben ne zaman girsem benden kimlik ibrazı isteyen görevliler cübbe gördü diye kimlik ibrazını talep etmeyeceklerse bir sorun vardır.

    2. operasyon başarılı mı?
    söz konusu örgütün eylemlerinin hepsi devlet lehine sonuçlanıyor bir şekilde. burada devetin cumhuriyet savcısı kendi makamında rehin alınıyor, o kadar saat rehin tutuluyor ve öldürülmüyor sonra bir anda hem örgüt üyeleri hem savcı öldürülüyor. kim kimi nasıl öldürmüş, kimin kurşunuyla kim ölmüş bunların hepsi şu an muamma. ama şu bir gerçek ki, cumhuriyet savcısı mehmet selim kiraz gezi olaylarında devlet aleyhine çalışan, soruşturan azınlık savcılardan biriydi. bu şekilde düşünülürse, nasıl oluyor da dhkpc kendi savundukları gerçeği açığa çıkarmaya çalışan bir savcıya bunu yapar açıklayamıyorum.

    3. üzüldük mü?
    savcı mehmet selim kiraz için, eşi ve çocukları için içim acıdı. hala toplayamadım. üzülüyorum, gözlerim doluyor. gezi'de berkin'e, ali'ye ethem'e nasıl üzüldüysem o kadar çok üzüldüm. hatta daha çok üzüldüm. geriye kalan kimseye üzülmedim. herkese insan olduğu için üzülecek kadar hümanist bir yapıya maalesef ki sahip değildim. gezi'de ölümlere sebep olan görevliler için ne kadar üzülürsem bu iki kişi için de o kadar üzüldüm.

mesaj gönder