1. bu yaz çok üzüldüğüm birşeyin sonrasında yazılmıştı bu yazı...


    işyerim sanayinin göbeğine çok yakın. meydandaki bankaya giderken iki büklüm bi teyze gördüm. bembeyaz pamuk gibi bi teyze. beli iki büklüm yürümeye çalışıyor. giyimide tertemiz. dilenci değil. geçtik gittik.

    ben bankada işimi hallettim. ofise geldim. çay aldım kapının önünde içiyorum. bi baktım teyze anca buraya kadar yürüyebilmiş. ben onca işi hallettim o sırada.

    seslendim.

    -teyze nereye gidiyosun?
    -neden sordun çocuğum?
    -gideceğin yere bırakıyım arabayla seni?
    -sağol. yakın hemen şura. bana yardım yapıyor. onu almaya gidiyorum.
    -teyze bi dk bekle bende bi yardım yapayım sana olurmu?

    koşarak gittim. çantamdan aldım. teyzenin yanına geldim.

    biraz şaşırdı görünce bişi diyemedi.

    -benim içim çok yanıyo bugün teyzecim. nolur benim için dua edermisin? (dediğim anda gözümden yaşlar dökülmeye başladı)
    -(ben bi anda ağlayınca teyzede şaşırdı) ağlama çocuğum. niye ağlıyorsun? neye üzüldün?

    diyemedim sadece gözümden yaşlar pıtır pıtır dökülüyor... çok içim acıyo diyebildim.

    -benim senin kadar kızım vardı vefat etti. bi kızım daha var. kanser. hastanede. başkada kimsem yok. üzülme çocuğum. derdin neyse allah dermanını verir. üzülme yavrum... bi anda değişir herşey. allah seninde yüzünü güldürür çocuğum...

    teyzeninde gözler dolu dolu oldu. bende zaten durmuyor akıyor.

    sonra hem kendi üzüldüğümden utandım, hem ağladığımı kimse görmesin diye teyzeyi öptüm kaçtım. keşke numarasını alsaydım kızınada bi faydam olurdu belki. bide ona üzüldüm dünde böyle bi gündü. (ağustosun ilk günleri...)

mesaj gönder