• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.08)
1984 - george orwell
george orwell'in kült kitabı bin dokuz yüz seksen dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır bin dokuz yüz seksen dört. güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.


  1. şu seçim sürecinde " ulan gerçekten bunu yaşıyor muyuz?" diye kendimi çok sorguladığım doğrudur.
    - her yerde bangır bangır "parti"nin şarkıları türküleri ve hatta liderin ismi. (bkz: big brother)
    - mesela kadıköyde iskelenin önünde dev bir ekran var ve başka bir "parti"nin genel başkanı sürekli ordan konuşma yapıyor. vapura otobüse giderken sürekli vaatlere ve hatta suçlama ve azarlara maruz kalıyorsun.
    - televizyon seçimden ibaret
    - her yerde parti bayrakları, big brother ın ve yanındaki little brother ın posterleri
    - ve beni en korkutan; geçen yolda gördüğüm maksimum 6 yaşındaki 5 çocuğun sokakta bağıra bağıra big brother için tezahürat etmesi... yakında anne babalarını partiye ihbar edeceklerinden korktum..

    demem o ki;
    iyisiyle kötüsüyle bu son hafta bitsin. kafayı yiyeceğim.
  2. hem kurgusal hem de edebi açıdan çok üst nitelikli bir kitap. bitirdiğiniz ilk anda bile tekrar ne zaman okuyacağınızı düşünürsünüz. eğer kitaplara doyamamak diye bir şey varsa (ki evet mutlaka var) bu kitap, o kitaplardan biridir.
  3. bu kitaptan memnun kaldıysanız animal farm'ı tavsiye ederim. 1984'ten daha etkileyiciydi benim için.
  4. oturanlara 2+2'nin 5 ettiğini seve seve kabul ettiren bir koltuk içeren room 101 cehennemi vardır ki akıllara zarar. hem kitapta hem filmde aynı dehşeti uyandırıyor.

    (bkz: room 101)
  5. " kestane ağacının altında sen beni sattın, ben de seni..." kitabın belki de zorbalığa baş eğmek zorunda kalan insana söylettiği ve insanın içini acıtan yegane cümlesi!
    düşünce suçtur, despotların istediği şekilde düşünmeyen her insan suçludur.
    batıya olabildiğince özgür olmalı insan fikrini yerleştiren nedir? sorusunun cevabı kitaplardır. ve bu kitapların arasında 1984 bir köşe taşıdır. okunmalı, okunmalı ve okutulmalı üzerinde kafa yormalıdır...
  6. eğer hala muktedirin çorabı olacak konumlandırmaların içerisinde kendimizi sınıflandırıyorsak bir kez daha okumamız gereken bir kitaptır.

    devlet olmanın sırrı nedir? devlet olan sadece devlet olabilir. devlet, ideolojileri ve insanları sırayla çorap gibi bir kere giyen, sonra yırtıp atan bir mahluk mudur? devlet değilse bile iktidar böyle bir şey herhalde.

    sindirerek okumalıyız.
  7. 5-6 yıl önce, kitabı okuduğumda 'ne kadar öngörülü adammış' demiştim.
    fikrimde hiçbir değişiklik yok.
    yalan
  8. 1984, tarihin gerçekler mi yoksa öğretilen yalanlar mı olduğunu sorgulatırken, winston karakterinin aslında "yerinde olsam ben ne yapardım acaba" diye insanı düşüncelere salmasıyla başlıyor. oturmuş bir düzen! karşısında kafası karışmış insanların itaat etmek veya karşı gelmek için zihinlerini zorladıkları süreçte- ki kitapta yalnız 2 insanı tanıyoruz bunu yapabilen- tek tip insan modeliyle karşı karşıyayız. big brother isimli tv yarışmasının bu kitapta geçen "big brother is watching you" ile yakında alakası olduğu kesin.
  9. bugün kpss de sorulan kitap
    evet, büyük birader bizi izliyor!