1. bir tanrı varsa, var olan işte budur.

    bir müslüman, hirstiyan ya da kadir-i mutlak herhangi bir tanrıya inanan biri olarak bu kabul edilmeli, çünkü:

    daha önce, tüm bunların olacağını bilip, engelleyebilecek tek güç yine kendisiyken engellemeyip, sadece izleyen bir tanrı, bu olanların ortağıdır. düşünsenize, bir polissiniz, silahlı, donanımlı, eğitimlisiniz, elinde bıçakla biri gelip "birazdan şu adamı öldüreceğim" diyor, birini işaret ediyor, sonra da işaret ettiği kişiye doğru uzaklaşıyor. ve siz bıçaklı adamın diğerini öldürmesini bekliyorsunuz, izliyorsunuz.

    şimdi bu polis memuru örneği, tanrının kadir-i mutlaklığı yanında sadece küçük ve yetersiz bir benzetme olarak kalır ama konuyu anlamak için sanırım yeterli bir örnek olacaktır. hani nasıl oluyor da, kadir-i mutlak, sonsuz güçte, merhametli, iyi bir tanrının varlığı söz konusu olduğunda, tanrının bunlardan sorumlu olmaması ihtimali düşünülebiliyor?

    en azından, çıkıp, "tanrının bunu yapmasının elbet bir sebebi vardır" diyenler bile, bunun tanrıyla bir ilgisi yok diyenlerden daha tutarlı, daha makul, daha akıllı. izni olmadan yaprağın hareket etmediği bir dünyada, birilerinin başka birine tecavüz etmesine izin vermiş olmuyor mu? olmuyorsa nasıl olmuyor?

    bu konunun daha deşilmesi, olası tanrının kadir-i mutlaklığı, olası tanrının ahlak anlayışı, olası tanrının iyiliği, kötülüğü, merhametliliği, kısacası kişiliği, özgür irade gibi mevzulara götürür bizleri. bu konularda da bir gün bir şeyler yazmak isterim ama o gün bugün değil, zamanım yok, kusura bakmayın.