1. Tanrının varlığı yada yokluğu açıkçası beni ilgilendirmiyor. iyiliği ödül almak için değil yardımsever olduğum için yapıyorum. görünmeyen ama var olduğu iddia edilen bir güçten korkmak ve beni cezalandırmasın diye iyilik yapmak, çıkar için arkadaşını kullanmak gibi geliyor.

    kuran-ı kerimin türkçe mealini ( farklı kaynaklardan ) birçok defa okudum. ancak mantık içermeyen ve çelişkili birçok ayetlerle karşılaştım ve ondan sonra inancım azalmakla kalmadı tamamen bitti.

    bu duruma gelmek öyle ha deyince olmadı. defalarca reddettim ''bu kadar insan yanılıyor olamaz'' dedim. ancak şüphe kafamdan hiç gitmedi. bence eğer varsa bile şüphe ile inanmak tanrıyı reddetmekten farksızdır.

    bazılarımız için inanmaya devam etmek sadece şüphede oldukları için veya bir umut ''bu hayatta istediğim gibi yaşayamadım belki öbür tarafta istediğim gibi yaşarım'' demek. tabi inanmak veya inanmamak kimseyi kötü yapmaz, sizin ahlakınız, kişiliğiniz ve nasıl davrandığınız sizi belirler.

    ve son olarak evrimi en azından reddedenler için söylüyorum. bu video size birçok gerçeği gösterebilir. tabi evrimin bir gerçek olması tanrının olmadığı anlamına gelmez orası da ayrı bir durum.
  2. bir tanrıya ihtiyaç duymama durumudur.

    insan toplumları kendi gelişimleri içerisinde kendi ahlaklarını, kendi kültürlerini oluştururken dinlerin boyunduruğundan kurtulup ilerledikçe, dinlerin kendisinin de boşluğunu fark ediyorlar.

    dahası, ahlakın evrim süreci içerisinde oluştuğuna dair ciddi emareler var. nitekim dinlerin olmadığı dönemde de, dinlerin ulaşmadığı yerlerde de ahlakın olduğuna dair birçok emare var. dahası, sosyal hayvanlarda ahlakın çeşitli biçimleri olduğuna dair birçok veri elimizde mevcut.

    dolayısıyla ahlaklı olmak için artık bir dine ihtiyacınız yok!

    sadece cennette bakire huri sikip ırmaklardan şarap içmek için iyilik yapmanıza gerek yok.

    artık cennette arsa satan şarlatanlara ihtiyacınız olmadığı gibi, cennette vaadedilen köşkün mertebesini yükseltmek için arapların inşa ettiği yapıların etrafında dönmek zorunda değilsiniz. ya da bir ruhban sınıfı beslemenize gerek yok!

    sadece kendi doğanızı uygulayın yeter.

    hem belki evrensel ahlaka ulaşma yolunda çocuk tecavüzüne sessiz kalmak zorunda kalmazsınız. burada sadece karaman'da patlayan skandaldan bahsetmiyorum; benzer bir kepazelik daha birkaç yıl önce kardinallerden patladı.

    hem belki ahlaklı olmak için kadını ikinci sınıf insan sayıp, 50-100 dolara 14 yaşında kızların köle pazarında satılmasını "helal" saymak zorunda kalmazsınız.

    hem belki sizin dininizden olmayanı öldürmek gibi emirlere itaat etmenize gerek kalmaz.

    hem belki devlet televizyonunda canlı bomba olmayı övmek zorunda kalmazsınız. kendisini insanların içinde "patlatarak" diğerlerini öldüren sapıklardan biri olma ihtimaliniz azalır.

    hem belki din ve hatta mezhep savaşlarında "şehit" olmaktan kurtulur, barış dolu bir dünyada yaşama şansı bulursunuz.

    daha gider bu, uzatmayayım.

    kendi ahlak anlayışını akılla, bilimle bulmak isteyen insan yoludur.

    https://www.youtube.com/watch?v=QKPrXlkRtpQ