1. - annneeeeaaaaa!
    - annnnneeeeaaaaaa!

    "acıktım ehe
    çikolatalı ekmek yapar mısın?"

    temmuzun ortasındayız.
    okullar yeni tatil olmuş o oyun senin bu oyun benim; mahalle arasında, kaldırımda, eski terk edilmiş binalarda saklambaç, misket, çıtalı, çember sürme, su savaşı, bisiklet... daha adını sayamayacağım bir şürü şey yapıyorsun akşama kadar.

    yarının yok, akşamın dahi yok, plan yok, program yok, okul yok, kız arkadaş - erkek arkadaş yok, facebook - instagram yok, paran falan da yok.
    tek yaptığın şey akşama kadar mutlu olmak.

    sabahın 8'inde geçiyorsun arkadaşının evinin önüne

    - aykuuuutt! gel oynayalım.

    ordan samet'e, mahmut'a, ali'ye bir bakıyorsun sabahın köründe bir avuç çocuk toplanmış, birinin koltuğunun aldında futbol topu, diğerlerinin cebinde misketler şıkır şıkır, sporcu kağıtları, sezonuna göre külahlar. evlerde uçurtmalar, şş ne ararsan var. canın ne isterse o an.(*:swh)

    öğleye doğru ufak ufak acıkmışsın ama yemek yemeye gidemiyorsun oyunlardan kopup da, kimse gidemiyor. en iyisi ekmek arası çikolata, salça, helva falan. sırayla evler dolaşılır, balkonların altına geçip:

    "anneeeeaa acıktım"

    kirli ellerle, tozlu kaldırımlarda sırayla paylaşılıp bitirilirdi bütün ekmekler.
    en sevileni çikolatalı ekmek, sadece doymak için değil; aynı zamanda tatlı niyetine en sona saklanırdı.

    sözün özü: iskenderden sonraki künefe falan hikaye; en güzel tatlı peynir ekmekten sonra yenen çikolatalı ekmektir.(*:swh)
  2. sana yağlı, salçalı ekmeği bilmeyen neslin oyun sonrası atıştırmasıdır